Biliyorum, onu kafanda bir tür canavara dönüştürdün ama bu doğru değil. | Open Subtitles | أعرف أنكِ تحاولين تصويره كأنه شرير فى عقلكِ . ولكنها ليست الحقيقة |
Bu doğru değil. Bir tek kelimesi bile doğru değil. | Open Subtitles | لكنها ليست الحقيقة ولا كلمة من ذلك حقيقية |
Onlarla sikişmeden sikiştin. Bu doğru değil. | Open Subtitles | مارست الجنس معهم بدون ممارسة الجنس معهم ليست الحقيقة صحيح |
Bu doğru ama tamamen doğru değil. Çünkü hepimiz bağlıyız. | Open Subtitles | لكنها ليست الحقيقة الكاملة لأنه يوجد اتصال بيننا كلنا |
Bunları yanlış nedenlerden ötürü yapsa da gerçek değil diye bir şey yok. | Open Subtitles | حتى إن كان يقوم بالامر لأسباب خاطئة هذا لا يعني أنها ليست الحقيقة |
Babanı duydum. doğru olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | سمعت عما حدث لوالدك، أعرف أنها ليست الحقيقة |
Burada arkadaşının benim hakkımda neler söyleyim durduğunu bilmiyorum,ama seni temin ederim doğru değil. | Open Subtitles | لا أعرف ما يخبركِ به صديقكِ عني ولكن يمكنني أن أؤكّد لكِ أنّها ليست الحقيقة |
Bak, bunu suçluluk duygusundan kurtulmak ya da acıdığım için yaptığımı düşündüğünü biliyorum ama bu doğru değil. | Open Subtitles | انظر . أنا أعلم أنك تظن أني أفعل هذا بدافع الشفقة أو الذنب لكن هذه ليست الحقيقة |
Bu doğru değil. Hiç yoktan, daha iyiye gidiyorsun. | Open Subtitles | تلك ليست الحقيقة رغم كل شيء , أصبحت أفضل |
Onları herkese söyledi ama doğru değil. | Open Subtitles | هذا ما أخبرت به الجميع ولكنها ليست الحقيقة |
Senin bana söylediğin buydu. doğru değil miydi? | Open Subtitles | ذلك الذي أخبرتني به ، هل تلك ليست الحقيقة ؟ |
Asistanına başımın ağrıdığını söyledim ama bu pek doğru değil. | Open Subtitles | لقد أخبرتٌ مساعدتكَ بأنّي أعاني ألاماً في الرأس لكن هذه ليست الحقيقة |
Annen ile ayrıldığımızdan beri seni görmediğimi söylediğimi biliyorum ama bu tam olarak doğru değil. | Open Subtitles | أعرف أني لم أشاهدكِ منذ انقسامى أنا ووالدتكِ ولكن تلك ليست الحقيقة |
- ...ama bu doğru değil, değil mi? | Open Subtitles | لكن هذه ليست الحقيقة الكاملة, أليس كذلك؟ |
Hayır, efendim. Bu doğru değil. | Open Subtitles | كلا ,يا سيدى فهذه ليست الحقيقة. |
Ama bu doğru değil. "Kitaplar" değil. | Open Subtitles | . ولكن هذه ليست الحقيقة . إنه ليس كتاب |
Ama bu doğru değil. "Kitaplar" değil. | Open Subtitles | . ولكن هذه ليست الحقيقة . إنه ليس كتاب |
Ama bu tam olarak doğru değil, değil mi? | Open Subtitles | ولكن تلك ليست الحقيقة كاملة، صحيح؟ |
Dürüst olmam gerekirse, bu tam olarak doğru değil. | Open Subtitles | حسناً... . من أعماق قلبي هذه بأمانة ليست الحقيقة |
Senin çarpık kadın-erkek ilişkileri anlayışın bir gerçek değil. | Open Subtitles | لديك صورة مشوهة عن علاقة الرجال و النساء و هذه ليست الحقيقة |
Sırf senin insanlara söylememe engel olman doğru olmadığını göstermez. | Open Subtitles | ليس لأنكِ أوقفتني من اخبار الناس يعني ان هذه ليست الحقيقة |