Okuma zorluğu çekiyorum bu nedenle notlarım pek iyi değil ama... | Open Subtitles | أنا لدي عسر القراءة , لذا درجاتي ..ليست جيدة , لكن |
Neden ne zaman bir kızdan hoşlansam... bir şey yüzünden iyi olmadığını söylüyorsun? | Open Subtitles | لماذا في كل مرة أعجب بفتاة تقول أنها ليست جيدة بسبب شيئاً ما؟ |
Ayrı hikâyelerde yaşamak iyi değildir. | TED | العيش المتمثل في روايات مختلفة ليست جيدة. |
Anti gurupların yaptığından emin olmadıklarını ama durum hiç iyi değil. | Open Subtitles | لا يعرفون ما أذا كانت الجماعات عنيفة, لكن الأمور ليست جيدة |
- Çok da iyi değildi. Arabamız çalındı, ve o yaşlı bir kadını parmakladı. | Open Subtitles | ليست جيدة تماما, سرق احدهم سيارتنا قام بوضع متفجرات فيها |
Muhasebeyi pek ziyaret etmediğini biliyorum ama şu an nakit akışımız pek güzel değil. | Open Subtitles | أعرف أنك لا تزور قسم المحاسبات، لكن السيولة ليست جيدة في الوقت الحالي |
Yani, onun kurtardığı hayatlar seninkiler kadar iyi olmadığı için ondan nefret ediyorsun. | Open Subtitles | تكرهه لأن الحيوات التي ينقذها ليست جيدة كالتي تنقذها؟ |
Gerçi bazan senin... senin muhakemen pek iyi değil. | Open Subtitles | رغم أنه أحياناً أحكامك على الآخرين ليست جيدة |
Bu Amerikan silahları pek iyi değil, değil mi? | Open Subtitles | هذه الأسلحة الأمريكية ليست جيدة أليس كذلك؟ |
Şu aralar Türklerle ilişkilerimiz pek iyi değil. | Open Subtitles | الآن .. العلاقات مع الأتراك ليست جيدة جدا نيكسون أزعجهم |
Bu konuya dair deneyimlerinin, benim teorilerimin öngördüğü kadar iyi olmadığını yıllardır söylüyorsun. | TED | كنت تخبرني لسنين طويلة أن تجربتك في هذه الأشياء ليست جيدة كما تقول توقعات نظرياتي. |
Ayrıca İtalya'da kışların çok soğuk geçtiğini, ve ısıtmanın pek iyi olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن الشتاء قارس في إيطاليا والتدفئة ليست جيدة |
İsimlerle arası iyi değildir. | Open Subtitles | أنت يجب أن تغفر لها. هي ليست جيدة جدا على الأسماء. |
Çok iyi değildir, ama tarih boyunca ilgi çekmiştir. | Open Subtitles | ليست جيدة لأشياء كثيرة ولكن لا تزال ذات أهمية تاريخية كبيرة |
Pekala, bu hiç iyi değil. | Open Subtitles | صحيح، هناك عدة أشياء حول هذا الأمر ليست جيدة |
Pekala, bu hiç iyi değil. | Open Subtitles | صحيح، هناك عدة أشياء حول هذا الأمر ليست جيدة |
İngilizcem çok iyi değildi, ama çabucak öğrenebilirdim. | Open Subtitles | لغتي الإنجليزية ليست جيدة جداً ولكني سريعة التعلم |
güzel değil bu. Altı üstü eski bir oyuncak. | Open Subtitles | انها ليست جيدة, انها لعبة قديمة عتيقة |
Ya, Aşk ve Gurur kadar iyi olmadığı düşünülürse? | Open Subtitles | ماذ لو ظنوا أنها ليست جيدة مثل الهوى و الكبرياء؟ |
çok iyi değil ama bunca zaman sonra bir başlangıç. | Open Subtitles | إنها ليست جيدة تماماً إنهافى النهاية ، بداية لشئ |
Böyle yapmak yeterince iyi değil. | TED | كما تعلمون ، أن ليست جيدة بما فيه الكفاية. |
Ne yapacağını biliyordum. O yüzden iyi olmadı. | Open Subtitles | كنتُ أعلم أنّكِ ستفعلينها فلذا ليست جيدة |
Aslında, biraz iyi haberlerimiz biraz da iyi olmayan haberlerimiz var. | Open Subtitles | بالواقع، لدينا بعض من الأخبار السارة وأخبار ليست جيدة. |
Bu aptal seni istediyse demek ki zaten benim için yeterince iyi değilmiş! | Open Subtitles | الكلبة يريد منك ، ثم انها ليست جيدة بما فيه الكفاية بالنسبة لي على أية حال! |
- Pek iyi sayılmaz. - Onlara sahip olduğumuz için şanslıyız. | Open Subtitles | ـ ليست جيدة جداً ـ نحن محظوظين لحصولنا عليها |
Harry, benim karım yatakta çok da iyi değil. Belki de cevap budur. | Open Subtitles | هاري، زوجتي ليست جيدة في السرير ربما تلك هي الاجابة |