Sizi temin ederim ki Dr. Wells, o tehlikeli değil. | Open Subtitles | يمكنني أن أؤكد لكم، الدكتور ويلز، وقال انه ليست خطيرة. |
Bu daha yeni oldu, tamam mı? Henüz tehlikeli değil. | Open Subtitles | لقد حدث هذا منذ قليل , إنها ليست خطيرة بعد |
Teknoloji departmanına transfer edildim, o yüzden o kadar tehlikeli değil. | Open Subtitles | لقد إنتقلت إلى القسم التقني , لذا هي ليست خطيرة إلى ذلك الحد |
Radyasyon düzeyleri biraz yüksek, ama tehlikeli değil. | Open Subtitles | ترتفع مستويات الإشعاع بشكل قليل، لكنّها ليست خطيرة |
Sağlığını tehdit etmiyor, ama kesip çıkarmamız lazım. | Open Subtitles | انها ليست خطيرة ولكن يجب ان نستئصل بقيتها |
Kızın yakasından düş. tehlikeli biri değil... | Open Subtitles | ترفقي بها ...إنها ليست خطيرة إنها |
tehlikeli olmadığını ama uyanıkken yaptığın şeyleri sana yaptırabildiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت بأنها ليست خطيرة لكن الخطير هو ما يمكنك فعله لنفسك بينما أنت نائم، يمكن أن يكون كذلك |
Bu sadece spor. Bokstan ya da araba yarışından daha tehlikeli değil. | Open Subtitles | إنها رياضة ليست خطيرة كالملاكمة أو سباق الركض |
Tamam, bak. Daha yeni oldu bu, tamam mı? Henüz tehlikeli değil. | Open Subtitles | لقد حدث هذا منذ قليل , إنها ليست خطيرة بعد |
Teknoloji departmanına transfer edildim, o yüzden o kadar tehlikeli değil. | Open Subtitles | لذا هي ليست خطيرة إلى ذلك الحد |
O tehlikeli değil. | Open Subtitles | إنها ليست خطيرة |
O tehlikeli değil. Sadece gürültülü. She's not dangerous. | Open Subtitles | انها ليست خطيرة. |
- tehlikeli değil. | Open Subtitles | - انها ليست خطيرة. |
- Elsa tehlikeli değil. | Open Subtitles | (إلسا) ليست خطيرة |
Gözündeki pıhtı hayatını tehdit etmiyor. | Open Subtitles | الجلطة ليست خطيرة |
Sarah tehlikeli biri değil. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}سارة) ليست خطيرة) |
Bana tehlikeli olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | أنتَ أخبرتني أنها ليست خطيرة. |