Ve bu da bir ilişki değil, ikinci kez yaşadığımız, tek gecelik bir birliktelik. | Open Subtitles | هذه ليست علاقة غير شرعية إنها مضاجعة لليلة واحدة ولكنها حصلت مرتين |
İki ziyaret ve Noel mi? Bu bir ilişki değil. | Open Subtitles | عيد الميلاد,زياراتان هذه ليست علاقة حقيقية |
Hayır, hayır. Bu bir ilişki değil. Artık seks yapmıyoruz. | Open Subtitles | كلا ، إنها ليست علاقة ، فلن نتضاجع مجدداً |
Sürekli heyecan verici ama bu bir ilişki değil. | Open Subtitles | هو دائما مثيرة للغاية، ولكنها ليست علاقة. |
Mellie ve benim aramda geçenler basit bir kaçamak değil. | Open Subtitles | هذه ليست علاقة رخيصة بيني و ميلي |
Hey, buradaki bu türlü bir ilişki değil. | Open Subtitles | مهلا ، هذه ليست علاقة تجري بيننا |
O kadar da üzülmemiştin. Bu? Bu ilişki değil. | Open Subtitles | ولم تبدو منزعج بشأن ذلك وهذه ليست علاقة |
Önemli bir konu değil,bir ilişki değil. | Open Subtitles | انه ليس بالأمر الهام انها ليست علاقة |
Ve bu bir ilişki değil. | Open Subtitles | و هذه ليست علاقة , هذا حُب للذات. |
Bu bir ilişki değil. Ayrıca, ben çok meşgul bir adamım. | Open Subtitles | هذه ليست علاقة و أنا رجلٌ مشغول |
Bu senin düşündüğün gibi ciddi bir ilişki değil. | Open Subtitles | أنها ليست علاقة جادة كما تظنين |
Steve, vücudun gerçekten çok güzel ve çok güzel kokuyorsun ama bu bir ilişki değil. | Open Subtitles | "ستيف"، جسدك جميل حقاً ورائحتك طيبة، ولكن هذه ليست علاقة جادة. |
O bir ilişki değil. | Open Subtitles | أنهـا ليست علاقة. |
Bu ilişki değil ki. | Open Subtitles | لا، هذه ليست علاقة حب |
Bu bir ilişki değil. | Open Subtitles | وهذه ليست علاقة |
Bu, senin için ciddi bir ilişki değil. - Kendi yoluna gitmelisin. | Open Subtitles | -هذه ليست علاقة جدية لكِ ، يجب أن تدعيه |
Kahve bir ilişki değil zaten. Bir içecek türüdür. | Open Subtitles | القهوة ليست علاقة إنّها شراب |
- İlişki değil. | Open Subtitles | ليست علاقة غرامية |
İlişki değil bu. | Open Subtitles | إنها ليست علاقة جادة |
O bir kaçamak değil. | Open Subtitles | ليست علاقة مؤقّتة. |