ويكيبيديا

    "ليست مختلفة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • farklı değil
        
    • farkı yok
        
    • farklı değildir
        
    • farklı olmadığını
        
    Bir prensle çıkmak normal birisiyle çıkmaktan çok da farklı değil. Open Subtitles حسنا , مواعدة أمير ليست مختلفة عن مواعدة أي شخص أخر
    Kızılderili sorununda geldiğimiz nokta şu an itibariyle İrlandalı sorunundan, yahut bir Alman sorunundan hiç de farklı değil. Open Subtitles لقد وصلنا الي نقطة مشكلة الهنود فيها ليست مختلفة عن مشكلة الايرلنديين او مشكلة الالمان
    Elizabeth Dönemi İngilteresi sizinkinden pek de farklı değil. Open Subtitles إنكلترا في عصر إليزابيث ليست مختلفة كثيراً عن زمنك
    Herhangi bir pazardan hiçbir farkı yok, tek fark, bunun bir pazar bile olmayışı. TED إنها ليست مختلفة عن مثيلتها في السوق، لكن هذا ليس سوقًا البتة.
    Ancak ön korteks gerçekte niteliksel olarak farklı değildir. TED ولكن القشرة الأمامية ليست مختلفة حقًا نوعيًا.
    Johnny, annenin de farklı olmadığını söylemişti. Open Subtitles مما قاله لي جوني سمعت أن أمك ليست مختلفة كثيرا
    farklı değil. Eşit. Beyazlarla eşit. Open Subtitles أتعرف، ليست مختلفة بس متساويه متساوية مع البيض
    Bana bakış tarzın diğerlerinden hiç farklı değil. Open Subtitles الطريقة التي تنظر بها إلي ليست مختلفة عن الطريقة التي يرمقني بها الآخرون
    Antartika'daki cihazdan farklı değil. Open Subtitles أنها ليست مختلفة عن "الأداة في "أنتراكتيكا
    Halkınızın yaşamı Yuan halkından pek de farklı değil. Open Subtitles ليست مختلفة عن شعبنا بشكل كبير
    Hayatım seninkinden çok farklı değil. Open Subtitles حياتي ليست مختلفة تماما عن حياتكِ.
    Parrish'in ohm bilekliğinden ya da Wyatt'ın uçak parçasından farklı değil. Open Subtitles (إنها ليست مختلفة عن سِوار (باريش (أو القطعة التي مع (وايت
    Ama senin ilgilendiğin kadar farklı değil. Open Subtitles لكنها ليست مختلفة لدرجة الإهتمام بك
    Sonuncusu kadar farklı değil. Open Subtitles انها ليست مختلفة مثل واحد آخر.
    Pek yalnız kalmış görünüyorsun John Spartan, ama her şey o kadar da farklı değil. Open Subtitles (تبدو وحيداً جداً (جون سبارتن لكن الأمور ليست مختلفة تماماً
    Westbourne'den farklı değil. Open Subtitles و ليست مختلفة عن ويست بورن
    Youkai'nin diğer okullardan pek bir farkı yok. Open Subtitles اكاديمية يوكاي ليست مختلفة كثيراً عن مدارس البشر العادية
    Neden olmasın. Eski bir saati tamir etmekten pek bir farkı yok. Open Subtitles بالتأكيد، ليست مختلفة كثيرًا عن إصلاح ساعة قديمة..
    O otobüse bindiği günden hiç farkı yok. Open Subtitles و هي ليست مختلفة عن اليوم الذي استقلّت فيه الحافلة
    - Sonra hapis hayatı dışarıdan çok farklı değildir. Open Subtitles إذاً، فحياة السجن ليست مختلفة عن الحياة خارج السجن
    Palm Springs diğer yerlerden daha farklı değildir. Open Subtitles ـ(بلام اسبرنغز) ليست مختلفة عن الاماكن الاخرى
    Sanırım diğer birçok yerden farklı olmadığını söyleyebilirim. Open Subtitles أفترض أني يجب ان أقول انها ليست مختلفة عن كثير من الأماكن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد