Sakın bana güvenli değil deme. Ben sana güvenli olmayanı söyleyeyim. | Open Subtitles | لا تخبرني أن ذلك غير آمن، سأخبرك أنا بما ليس آمنًا. |
Ne söyleyeceksen bana söyle ve ben de ona ileteyim. Buyrası güvenli değil. | Open Subtitles | أنتَ أخبرني بما لديك و أنا سأنقل الرسالة ، هذا المكان ليس آمنًا |
Burası güvenli değil. Onları korumak için aileni buradan kurtarmanı istiyorum. | Open Subtitles | ،هذا المكان ليس آمنًا .أودّك أن تخرج أسرتك من هنا لحماتيهما |
Pek güvenli değil ama çalan olursa senden daha az harcayacaktır muhtemelen. | Open Subtitles | ليس آمنًا للغاية، لكن، مهما يكن من يسرقها فغالبا سينفق أقل منك. |
Efendim, burası buharla dezenfekte edilecek. Burası güvenli değil. | Open Subtitles | سيدي، هذا المكان يجب أن يطهر بالبخار أنه ليس آمنًا |
- Burası güvenli değil. - Benim için hiçbir yer güvenli değil. | Open Subtitles | المكان ليس آمنًا هنا - أنا لست بآمان فى أى مكان - |
Bunu araştırmayı bırak, güvenli değil. | Open Subtitles | كفّ عن استقصاء هذا الأمر، فإنه ليس آمنًا. |
Buralarda değerli şeylerle seyehat etmek... güvenli değil. | Open Subtitles | إنه ليس آمنًا السفر عبر طريق في تلك المناطق ومعكم أشياء ثمينة، كما تعلمون |
İşemeye veya sıçmaya gitseniz bile yalnız gitmeniz güvenli değil. | Open Subtitles | لا أهتم إن كان بحاجة إلى التبول أو التغوط. ليس آمنًا أن تذهب إلى هناك بمفردك. |
Neye bulaşacağını bilmiyorsun. güvenli değil. | Open Subtitles | لا تعرفين بأي شيء ستتورطين هذا ليس آمنًا |
Neyle karşılaşacağını bilmiyorsun. Hiç güvenli değil. | Open Subtitles | لا تعرفين بأي شيء ستتورطين هذا ليس آمنًا |
Henüz güvenli değil. Kimseye güvenemezsin. | Open Subtitles | المكان ليس آمنًا لا يمكنك الوثوق بأحد هنا |
Jen böylesine karanlık bir eve gelmemeli. Hiç güvenli değil. | Open Subtitles | لا يجدر بـ(جين) العودة إلى منزل مظلم، فهذا ليس آمنًا |
Jen böylesine karanlık bir eve gelmemeli. Hiç güvenli değil. | Open Subtitles | لا يجدر بـ(جين) العودة إلى منزل مظلم، فهذا ليس آمنًا |
Walter, lütfen. Bunu araştırmayı bir kenara bırakmalısın. güvenli değil. | Open Subtitles | (والتر)، رجاءً توقف عن تحرّي هذا الأمر فهو ليس آمنًا. |
- Gidip alsana. - Alamam. - Dışarısı benim için güvenli değil. | Open Subtitles | اذهبي وأحضريها فحسب - لا يمكنني، الخروج ليس آمنًا لي - |
Sorun değil, elini tutacağım. burası güvenli değil. | Open Subtitles | لا بأس، سأمسك بيدك لكن هنا ليس آمنًا. |
Planımızı duymuş olabilirler, güvenli değil bu. | Open Subtitles | ربّما سمعوا خطّتنا، هذا ليس آمنًا. |
Burası güvenli değil, gitmeliyiz. | Open Subtitles | المكان ليس آمنًا هنا، يجب أن نذهب. |
güvenli değil. | Open Subtitles | لا تصعدي للطابق العلويّ، ليس آمنًا. |