Bunu yapamazsın. Bu iyi bir şey değil. | Open Subtitles | لكن لا يمكنكِ، لا يمكنكِ فهو ليس أمر جيد |
Bak, kişisel bir şey değil, ama şimdi, kimseye güvenecek durumda değilim. | Open Subtitles | أنظري ، هذا ليس أمر شخصي، لكن الآن ، لا أستطيع تحمّل الثقه بأحد. |
Öyle büyütecek bir şey değil. Alt tarafı lazanya falan yapacağım. | Open Subtitles | ليس أمر كبير، سأحضّر اللازانيا أو ما شابه |
Polis olmak öyle bir gecede olacak şey değildir. | Open Subtitles | التحوّل لشرطي ، ليس أمر يحدث بليلة واحدة |
Benim fikrimdi. Ayrıca bu benim yapmak istediğim bir şey değildi, sadece... | Open Subtitles | لقد كانت فكرتي، وهو ليس أمر ...أرغب بحدوثه، لكنّي فحسب |
Önemli bir şey değil. Lazanya falan yaparım. | Open Subtitles | ليس أمر كبير، سأحضّر اللازانيا أو ما شابه |
Yine de güzel olmayı arzulamak kötü bir şey değil. | Open Subtitles | . ِ الرغبة في أن تصبح جميل ليس أمر سيئ |
Mühim bir şey değil. Biriyle çıkmaya başladığın zaman insan bazı şeyleri doğal olarak koyveriyor. | Open Subtitles | إنه ليس أمر خطير ، فعندما تواعد شخص فمن الطبيعي أن تتخلى عن بعض الأشياء |
Bu kuşakla alakalı bir şey değil, bu insan doğası. | Open Subtitles | هذا ليس أمر خاص بجيل محدد، لكنها الطبيعة البشرية. |
Kişisel bir şey değil, haberin olsun Yüzbaşı. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم يا كابتن أن هذا ليس أمر شخصي |
- Önemli bir şey değil. - Ne seyrediyordunuz? | Open Subtitles | ـ أجل، إنه ليس أمر مهم ـ ماذا كنتم تشاهدون؟ |
Ve muhtemelen çok büyük bir şey değil, ve sen de muhtemelen kendini aşağılanmış hissedeceksin ilgilendiğini düşündüğüm için, ama... | Open Subtitles | ربما أنه ليس أمر عظيم وربما ستشعرين بإهانة أنني ألمح لأنك ستهتمين ولكن |
Pek önemli bir şey değil ama şu an yöneticisini dev bir hesapla yere indirmiş kişinin yüzüne bakıyorsun. | Open Subtitles | ليس أمر جلل, لكنك تنظرين إلى وجه الرجل الذي سيطر على مراقبه وحصل على تقرير ضخم |
Oğlum, mantıklı bir şey değil bu ama burada olsun istiyorum, hem de çok. | Open Subtitles | إنه ليس أمر عقلاني يا رجل ولكني أريده خارج هذا المكان أريد ذلك حقاً |
Ama seni her gün görememe düşüncesi şu an için kabul etmeye hazır olduğum bir şey değil. | Open Subtitles | ولكن فكرة عدم رؤيتك كل يوم ليس أمر أنا على استعداد لقبوله الآن. |
Bu pazarlığa tabi bir şey değil, açlık. | TED | الجوع هو ليس أمر يمكننا مناقشته. |
Kötü bir şey değil anne. Affedilemez bir şey. | Open Subtitles | إنه ليس أمر سيئاً إنه شيء لا يغتفر |
Defin işlemi hazırlıkları... kesinlikle kolay bir şey değildir... | Open Subtitles | اعداد الجثة للدفن ليس أمر من السهل فعله أبدا |
Onur kenara bırakılacak ya da unutulacak bir şey değildir! | Open Subtitles | الشرف ، ليس أمر يُصرف أو ينسى. |
Onur kenara bırakılacak ya da unutulacak bir şey değildir! | Open Subtitles | الشرف ، ليس أمر يُصرف أو ينسى. |
Gerçekten o kadar önemli bir şey değildi. | Open Subtitles | ليس أمر هام، صدقيني |