ويكيبيديا

    "ليس أنتِ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Sen değil
        
    • sen değilsin
        
    • siz değil
        
    • seni değil
        
    • sana değil
        
    • senden değil
        
    • senin değil
        
    • sen olmadığını
        
    Onunla nişanlanan bendim, Tanrı aşkına, Sen değil ve ben kendimi kontrol ediyorum. Open Subtitles أنا التي كانت من المفترض أن تصبح خطيبته, ليس أنتِ وبإمكاني التحكم بمشاعري.
    Böyle bir ilişkide bitiren Sen değil ben olabilirim. Ne? Open Subtitles في هذا النوع من العلاقات . ليس أنتِ من يقرر متي سوف تنتهي
    Hyde burada. Sen okuyabilirsin, çünkü bunu takdir edeceksin. Ama Sen değil. Open Subtitles تستطيع قراءتهُ لأنّهُ سيعجبك لكن ليس أنتِ.
    Senin için sorun yok, bunu yapmak zorunda olan sen değilsin. Open Subtitles . لا بأس عليكِ ! ليس أنتِ مّن عليه القيام بها
    Bu sen değilsin, savaşabilecekken yalan söyleyerek etrafta dolaşan birisi. Open Subtitles هذا ليس أنتِ ، فأنت لا تستلقين بينما يمكنكِ العودة والمناضلة
    Altını değiştiren, yazısını düzelten bendim, Sen değil. Open Subtitles أنا من غيّر حفاضاتها و ساعدها على التهجئة أنا و ليس أنتِ
    Sen değil, Tanya. Harmony için konuşuyordum. Open Subtitles ليس أنتِ يا تانيا فقد كنت أتحدث عن هارموني
    Sen değil. Sen yavaşsın. Zavallı çocuğu bekletiyorsun. Open Subtitles ليس أنتِ ، أنتِ بطيئة تجعلين الرجل المسكين ينتظر
    Hayır, Sen değil. Babamın kullanmama izin verdiği araba. Open Subtitles ليس أنتِ بل السياره التي يجبرني أبي علي قيادتها
    Sen değil mi? Hayır, hayır. Sen olamazsın çünkü birbirinize aşıksınız. Open Subtitles ليس أنتِ لا ، لا ، لايمكن أن أنتِ ، لأنكِ مغرمة
    Sen bu grupta yeni misin? Sen değil Ellie. Kanepeye uzan, ayaklarını kaldır. Open Subtitles هل أنت جديد على مجموعتنا ؟ ليس أنتِ ايلي استلقي على الأريكه وارفعي قدميك
    - Evet, ama Sen değil Elizabeth. Open Subtitles نعم ، لكن ليس أنتِ ، إليزابيث نعم ، أنا ذاهبة الي البار
    Anladım, ama dışarıda çalışırken korunmasız kalan sen değilsin. Benim ve onun arkamı kollayacağına inanıyorum. Open Subtitles صحيح، لكن ليس أنتِ من يتعرض للخطر أثناء المهام بل أنا، وأنا اثق أنها ستحميني
    Oğlunla mülakat yapmalıyız. Yanımızda uygun bir yetişkin olmalı, sen değilsin anlaşılan. Open Subtitles نحن بحاجة للتحقيق مع ابنكِ، عليكِ أن تعيني شخصاً بالغاً لمصاحبته، ليس أنتِ بالطبع
    Bu dünyada tek bir şeyden korkarım Steven Seagal'ın atkuyruğu olmadığına göre o da sen değilsin. Open Subtitles أنا أخاف من شيء واحد فقط بهذا العالم و بما أنكِ لستِ ذيل حصان ستيفن سيغال أنه ليس أنتِ
    Birini asansörde takip edebilecek tek kişi sen değilsin. Open Subtitles ليس أنتِ فقط من يستطيع أن يتتبع شخصاً في المصعد
    Anne, bu sen değilsin. Orada olduğunu biliyorum. Open Subtitles هذا ليس أنتِ يا أمي، أعرف أنكِ مازلتِ بالداخل
    Aranızda sadece Sybil kır evinde mutlu olabilir ama siz değil. Open Subtitles من بينكم جميعاً، "سيبيل" ربما تجد البهجة في كوخ، لكن ليس أنتِ
    Oğlumuz Liam konusunda ne karar vereceğimiz bizi ilgilendirir, Fiona seni değil. Open Subtitles مانقرر أنا وأمكِ أن نفعله معأبننا"ليام"يخصنانحنُ "فيونا" ليس أنتِ
    Mark'ın Alex'le bana yakınlaşmak için takıldığını sanıyordum sana değil. Open Subtitles لقد اعتقدت أنّ مارك يصادق آلكس ليصل إليّ، ليس أنتِ
    Kişisel olarak senden değil aslında. Bu daha ziyade yasal bir mesele. Open Subtitles حسناً، كلا، ليس أنتِ شخصياً إنها مسألة قانونية أكثر
    - Çocuklar, bir rahat verin. - Burada kalmak senin değil benim hakkımdı. Open Subtitles ـ ليّ حق, بأن أعيش هنا, ليس أنتِ ـ ماذا تقصد بحقك؟
    Onu koyanın sen olmadığını söyle. Open Subtitles من الأفضل أن تخبرينى أنه ليس أنتِ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد