Sevgilinin bacaklarının arasında süpürge sopasıyla koşuşunu izlemek unutulacak bir şey değil. | Open Subtitles | مشاهدة صديقك يركض واضعاً مكنسة طويلة بين أقدامه ليس بالأمر الذي يمكن نسيانه. |
Yaptığımız şeylerin bir nedeni var. Bu asla hafife alacağım bir şey değil. | Open Subtitles | أفعالنا لها أسباب،أنه ليس بالأمر الذي أتقبله بخفة |
Zamanımız olduğunda yaptığımız eğlenceli şey burada yaptığımız şeyden zaman çalan bir şey değil. | Open Subtitles | أوتعلم؟ الشيء الممتع في الوقت الذي نقضيه سوياً ليس بالأمر الذي يستغرق وقتاً كثيراً |
Utanılacak bir şey değil. | Open Subtitles | ليس بالأمر الذي يدعوك للشعور بالخجل منه |
Kontrol edilebilir bir şey değil. - Yapma! | Open Subtitles | "إنه ليس بالأمر الذي يمكن السيطرة عليه." |
Düzeltemeyeceğin bir şey değil. | Open Subtitles | ليس بالأمر الذي يتعذّر إصلاحه عليك. |