Fakir doğdum ama bu o kadar da kötü bir şey değil. | Open Subtitles | لقد ولدتُ فقيره، وهذا ليس بالأمر السيء تماماً. |
Burada bir hafta geçirmek kötü bir şey değil. | Open Subtitles | اسمعي، أسبوع هنا ليس بالأمر السيء. |
İstediğin kişi ol. Bu kötü bir şey değil. | Open Subtitles | كن كما تريد, إنه ليس بالأمر السيء |
Mısır tarlasındaki habis putperest çocuklar tarafından kurban edilmek o kadar da kötü değil. | Open Subtitles | أن يُضحّي بك أطفال يعبدون الشيطان في الذرة إنه ليس بالأمر السيء |
O kadar da kötü değil. Bir planınızın olması iyi hissetirmiyormu? .. | Open Subtitles | ليس بالأمر السيء ألا يشعرك بالرضا أنه دائماً لديك خطة؟ |
Ama bu kötü bir şey değil. | TED | لكن هذا ليس بالأمر السيء. |
Bu kötü bir şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس بالأمر السيء. |
kötü bir şey değil. | Open Subtitles | ليس بالأمر السيء. |
- kötü bir şey değil. | Open Subtitles | -إنه ليس بالأمر السيء. |
Batışını izlemek fikri, o kadar da kötü değil. | Open Subtitles | ظننتُ أن مشاهدته و هو يذوب ليس بالأمر السيء |
Musa'nın şeriatına göre gözlerinin oyulması o kadar da kötü değil. | Open Subtitles | تبعاً لقوانين "موسى" إنه ليس بالأمر السيء |
O kadar da kötü değil bu. | Open Subtitles | هذا ليس بالأمر السيء |
Haydi, o kadar da kötü değil. | Open Subtitles | هيّا، إنه ليس بالأمر السيء |