Ne olduğunu tahmin ediyorum ama şimdi zamanı değil. | Open Subtitles | انسى ذلك و لكن هذا ليس بالوقت المناسب أنا لن |
Anne, eğer konuşmak istiyorsan, zamanı değil. | Open Subtitles | أمي, إن أردت التحدث، فالآن ليس بالوقت المناسب |
Moralinin bozuk olduğunu biliyorum ve muhtemelen nutuk atmak için iyi bir zaman değil ama bir alkoliğe bir şişe votka vermek hangi mantığa göre doğru olabilir? | Open Subtitles | حسنا اعلم بانك محبط وهذا ليس بالوقت المناسب لمحاضراتي |
evet, şimdi çok iyi bir zaman değil, çünkü başımda çok iş var. | Open Subtitles | نعم، الآن ليس بالوقت المناسب لأنه لدي الكثير على عاتقي |
Fakat bunu söylemek için doğru zaman değil! | Open Subtitles | حسناً , ليس بالوقت المناسب لقول هذا |
Dipnot, kız kıza espriler yapmak için hiç de uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | ..ملحوظة ليس بالوقت المناسب لإدراج دعابة |
Steve, iyi birisin ama şu an bu konuşmayı yapmanın hiç sırası değil. | Open Subtitles | ستيف، أنت شخص رائع، لكن الآن ليس بالوقت المناسب لخوض هذه المحادثة. |
Şimdi oturup mektup okuma zamanı değil. | Open Subtitles | هذا ليس بالوقت المناسب للجلوس وقراءةالرسائل. |
Hayır, hayır, hayır. - Bunun zamanı değil. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا ، مهلاً ، مهلاً الآن ليس بالوقت المناسب لذلك. |
Ödemen gereken nakit paran yokken; çek yazmanın zamanı değil şimdi Hayır! | Open Subtitles | الان ليس بالوقت المناسب لكتابة شيكات انت لست بقادر على صرفها |
Aaron, şimdi bunun zamanı değil. İş neredeyse benim de oraya gitmem gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | اارون , هذا ليس بالوقت المناسب للخوض في ذلك أنت علي علم بأنه كان علي أن أذهب حيثما العمل |
Hiçbir zaman zamanı değil, Tom, sen o zamanı yaratmadıkça... | Open Subtitles | ليس بالوقت المناسب ابدا توم حتى تجعله الوقت الملائم |
-Bu zamanı değil. | Open Subtitles | أتعلمين هذا ليس بالوقت المناسب |
Oh, bilirsin.. Bu gerçekten iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | أوتعلمين, يبدو أنّه ليس بالوقت المناسب الآن. |
Kim olduğunu bilmiyorum ama şu an hiç iyi bir zaman değil, tamam mı? | Open Subtitles | لا اعلم من انت, ولكن هذا ليس بالوقت المناسب, اتفقنا؟ |
Sanırım klostrofobin olup olmadığını sormak için pek de iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | أظنه ليس بالوقت المناسب للسؤال لو كنت تعاني من رهاب الحجز |
Hiç iyi bir zaman değil baba. | Open Subtitles | إنه هاتفي إنه ليس بالوقت المناسب يا والدي |
- Şu an iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | أنا آسف ، لكن هذا ليس بالوقت المناسب |
Evet ama şu anda iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | أجل , ولكن حقاً هذا ليس بالوقت المناسب |
- Bak, şuan Andi ile birşeylere başlamak için doğru zaman değil. | Open Subtitles | هذا ليس بالوقت المناسب لبدء علاقه مع آندى ...الأمر فقط |
Biliyor musun, bu hiç de uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | تعلم بأن هذا ليس بالوقت المناسب حقا |
Şimdi hiç sırası değil. | Open Subtitles | هذا ليس بالوقت المناسب |