Liseli gibi davranıyorsun ve seksi anlamda değil. | Open Subtitles | أنتِ تتصرفين كـ تلميذة صغيرة و ليس بطريقة مثيرة |
Çek bakalım bebeğim, ama seksüel anlamda değil. | Open Subtitles | امتصيه يا عزيزتي, و لكن ليس بطريقة جنسية. |
Sanki her tarafta gözün varmış gibi, ama kötü manada değil geçen bir kap dolusu gözü döktüğümüz gibi değil yani. | Open Subtitles | انها مثل عيون لنا في كل مكان ولكن ليس بطريقة سيئة مثل ذلك الوقت عندما سكبنا حاويه مليئة بالعيون |
İyi bir açıdan değil. Proje ekibi arasında sizinle ilgili epey tartışma oldu. | Open Subtitles | ليس بطريقة جيدة. كان هناك الكثير من الجدل |
Hayır, direkt olarak değil, ama bu gençler öyle. | Open Subtitles | لا, ليس بطريقة مباشرة ولكن هؤلاء الصبية مشتبه بهم. |
Garip bir biçimde değil ama sadece dalgama bakmak için. | Open Subtitles | ليس بطريقة غريبة لمجرد الحصول على بعض العبث من حولها |
Vücudumun her santimi titriyor, ...ve iyi bir şekilde değil. | Open Subtitles | , كل جزء في جسدي يؤلمني و ليس بطريقة جيدة |
Kasetler yüzünden diyorsun. Romantik anlamda değil yani. | Open Subtitles | تعني مع الأشرطة و ما إلى ذلك ليس بطريقة رومانسية |
Hepimiz evliyiz ama eşcinsel anlamda değil. | Open Subtitles | نحن جميعاً متزوجون... لكن ليس بطريقة شاذة. |
Nasıl desem, cinsel anlamda değil. | Open Subtitles | اعني ليس بطريقة جسدية |
Hem de iyi anlamda değil. | Open Subtitles | و ربما ليس بطريقة جيدة. |
iyi anlamda değil. | Open Subtitles | لا , ليس بطريقة جيدة |
Belki öyle çılgınlar gibi değil ama... | Open Subtitles | مُحتمل ليس بطريقة .... الرأس على الصدر هذه و لكن ما هذا عل أيه حال ؟ |
Belki öyle çılgınlar gibi değil ama... | Open Subtitles | مُحتمل ليس بطريقة .... الرأس على الصدر هذه و لكن ما هذا عل أيه حال ؟ |
Saltine Krakervari diyorum, küçültücü, aşağılayıcı manada değil. | Open Subtitles | انا اعني بطريقة سالتين و ليس بطريقة هانكي المهينة |
İsa'dan hoşlanıyorum ama o manada değil. | Open Subtitles | ،أنا نوعاً مثل المسيح" "لكن ليس بطريقة تدنيسيّة |
Kriminal açıdan değil. | Open Subtitles | ليس بطريقة إجرامية. |
Kötü olarak değil, tıpkı... tıpkı, "yardım et" der gibi... ve ben de ona bakıyordum... hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | , ليس بطريقة حادة . . لكن مثل كأنه يريد مساعدتي |
Yani, direkt olarak değil ama isteklerine cevap veriyor tabii. | Open Subtitles | حسنا، ليس بطريقة مباشرة لكنه يقوم بالرد على طلباتهم |
Baba ile biraz flört etmek isteyebilirsin ama kötü bir biçimde değil. | Open Subtitles | مع الوالد، عليك المغازلة قليلاً، لكن ليس بطريقة غير لائقة. |
Ürkütücü biçimde değil. | TED | ليس بطريقة مخيفة. |
Robotik hep birşeylerle etkileşim içinde olmakla ilgili omuştur, insanlar dışında -- tabii ki bize normal gelen sosyal bir şekilde değil ki böyle birşey insanların robotların günlük hayatımıza girmesini kabul etmesine yardımcı olurdu. | TED | هو ان الروبوتات كانت فعلا للتعامل مع الاشياء ليس الاشخاص بالتأكيد ليس بطريقة تكون طبيعية لنا و تساعد الناس كثيرا في قبول الروبوتات في حياتنا اليومية |
Garip bir şekilde değil. Sadece... Çok heyecanlandım da. | Open Subtitles | ليس بطريقة غريبة أنا فقط مسرورة جداً |