Tatlım, bu hiç iyi değil. Hem de hiç. | Open Subtitles | اوه عزيزي هذا ليس جيدا ,ليس جيدا على الاطلاق |
Sen Relaxi-Cab dedin. Bu hiç iyi değil. | Open Subtitles | أتيت بسيارة الأجرة المريحة هذا ليس جيدا ً |
Michael, hiç yüzüne darbe aldın mı? Hiç de hoş değil. | Open Subtitles | مايكل هل ضربت فى وجهك من قبل هذا شعور ليس جيدا |
Hiç iyi olmadı. | Open Subtitles | كان عليك أن تأخذ أدويتك منذ ساعة. ليس جيدا. |
Kızlarla geçen Cuma denedik ve, doğrusu, pek iyi değildi. | Open Subtitles | لقد حاولت انا والبنات الجمعة الماضية , وللأمانة ليس جيدا بالمرة |
Dİğer şeylerin yanısıra polo için hiç iyi olmaz bu. | Open Subtitles | وهذا ليس جيدا للعب البولو, و من ضمنها امور اخرى |
Bu doğru değil. Tekrarlayım olur mu? | Open Subtitles | هذا ليس جيدا دعنا نقرأها ثانية |
hiç iyi değil. Hiç. Tamam, dostum. | Open Subtitles | ليس جيدا , ليس جيدا يمكننا فعل هذا بالطريقة السهلة و الطريقة الصعبة |
- Bu hiç iyi değil. - Bak bu beni üzdü, Jim. | Open Subtitles | ـ هذا ليس جيدا ـ حسن ، هذا يؤلمني يا جيم |
- Bu hiç iyi değil. - Bak bu beni üzdü, Jim. | Open Subtitles | ـ هذا ليس جيدا ـ حسن ، هذا يؤلمني يا جيم |
Aranızdaki bu kavga hiç iyi değil. | Open Subtitles | أنت تعلم بأن سوء التفاهم الذي بينكما ليس جيدا |
Bu adam senin için hiç iyi değil ve akıl hocan olarak sana onu terk etmeni emrediyorum. | Open Subtitles | هذا الشخص ليس جيدا لك, و أنا آمرك كمعلمتك بأن تهجريه |
Bu hoş değil, Nine, yine bir sürü bırakmışsın. | Open Subtitles | ترك الكثير من الطعام في طبقك ليس جيدا يا جدتي, |
Bu iyi olmadı. Kendine sandığımızdan daha çok güveniyor. | Open Subtitles | هذا ليس جيدا ، هو لديه الكثير من الثقة اكثر مما ظننا |
- Uzun dönemli hava tahmini iyi değildi. - Birazcık hava durumu saplantısı var. | Open Subtitles | التنبؤ الطويل للطقس ليس جيدا جو شاذ قليلا |
Zana, oraya gidemezsin. Senin için iyi olmaz. | Open Subtitles | زانا , لا يمكنك ان تذهب هناك ليس جيدا لك ان تدخل |
Belki doğru değil ama şartlar böyle. | Open Subtitles | حسنا ربما هذا ليس جيدا و لكن هو ما نملك |
Ancal mantıksal tartışma olmadığı için Kötü. | TED | ولكنه ليس جيدا لتعزيز المناقشات المدروسة. |
Yeteri kadar iyi degil, yeteri kadar hizli bir sekilde degismiyor. | TED | ليس جيدا بما فيه الكفاية ، وأنه لا يغير الأمر بشكل أسرع بما يكفي. |
Biliyor musun, miden doluyken uyumak hiç iyi değildir. | Open Subtitles | أتعرفين, ليس جيدا الذهاب للفراش بمعدة خــالية |
Hayatımın geri kalanında çöreklerimin yeteri kadar iyi olmadığını mı düşüneyim? | Open Subtitles | أنا ساعتقد أن كعكي ليس جيدا بما فيه الكفاية لبقية حياتي؟ |
- İşler şimdi burada nasıl, pek iyi değil mi? | Open Subtitles | ليس جيدا طبعا ؟ ليس بشكل سئ |
Ah, bu iyiye işaret değil. | Open Subtitles | هذا ليس جيدا |
Bu çok da iyi bir şey değil, çünkü enerjiyi içeriye gönderen lazer enerjisi elde edilen enerjiden daha fazlaydı, ama yine de iyiydi. | TED | الآن، هذا ليس جيدا بما يكفي، لأن ذلك الليزر الذي تضع تلك الطاقة داخله كان أكثر طاقة من ذلك، لكنه كان جيدا. |