Çok havalı, değil mi? İçerideki adam sensin. | Open Subtitles | احيانا نقوم بأخذ المرض هكذا انه ليس رائعا ليس كعميل داخلي؟ |
Derin ven trombozu duyulduğu kadar havalı değil. | Open Subtitles | تخثر الأوردة الدموية ليس رائعا كما يبدو. |
Bu gece olur mu bilmiyorum. O Kadar da havalı değil. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنه علينا فعل ذلك الليلة هذا ليس رائعا |
Gerçekten yaptığın hiç hoş değil, ahbap. | Open Subtitles | حقا؟ هذا ليس رائعا يا رجل أتعلم ماذا؟ |
Bu hiç de hiç de hoş değil. | Open Subtitles | يا جماعه هذا هذا ليس رائعا |
Birisi öndeki arabaya arkadan bindirdiğinde bu hiç harika değil. | TED | شخص قد ضرب مؤخرة سيارة أخرى: ليس رائعا. |
Baba, bu hiç de harika değil Bu tamamen ürpertici! | Open Subtitles | يا ابي انه ليس رائعا انه مخيف تماماً |
- Sana bu sanık havalı değil demiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أن هذا المتهم ليس رائعا |
Ax-man bu günlerde hiç havalı değil. | Open Subtitles | (آكس مان) ليس رائعا جدا تلك الأيام |
Hiç hoş değil. | Open Subtitles | ليس رائعا بالمرة |
Bu hoş değil dostum. | Open Subtitles | ليس "رائعا"، يا رجل |
Evde tek başına olmak fantazilerimdeki kadar harika değil. | Open Subtitles | بقاءك بالمنزل وحدك ليس رائعا |
harika değil, ama kötü de değil. | Open Subtitles | إنه ليس رائعا ولكنه ليس سيئا |