ويكيبيديا

    "ليس سوى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • başka bir şey değil
        
    • sadece bir
        
    • ibaret
        
    • fazlası değil
        
    Matematik o kadar ileri seviye bir şey değil. Ve gerçekten bir sudoku bulmacası çözmekten başka bir şey değil. TED المسائل الحسابية ليست معقدة جدًا، في الحقيقة ليس سوى شئ يشبه حل لعبة سودوكو.
    Bu kokuşmuş topluluğun adına rehabilitasyon dedikleri şey uzlaşmaya çalışmaktan başka bir şey değil. Open Subtitles هذا المجتمع المتعفّن، وما يسمّيه بإعادة التأهيل ليس سوى مجرّد تسوية
    Düzenleme yasası bizi avlayıp yok edecek bir silahtan başka bir şey değil. Open Subtitles ذلك القانون ليس سوى سلاح لمطاردتنا ومحاربتنا وتدميرنا
    Ama eğitime yüksek paha biçmek resmin sadece bir bölümü. TED لكن المراهنة على التعليم ليس سوى الوجه الأول من العملة.
    Herkes çalışmayı sadece bir araç olarak görüyor. Open Subtitles الجميع يقول بأنّ العمل ليس سوى وسيلة لتحقيق الغاية.
    Senin mağazan bir aldanıştan ibaret Moray. Hayal kuranların eninde sonunda uyanacağı bir rüya. Open Subtitles متجرك هذا ليس سوى وهم , موراي أحلام يقظة الناس سوف يستفيقوا منها قريباً
    Büyücü'ye gelince, boynunda Rada'Han olduğu sürece zayıf bir ihtiyardan fazlası değil. Open Subtitles و طالما رقبة العرّاف مُحاطة بـ"الراداهان" فهو ليس سوى كهل هيّن البأس.
    Bu ülke savaşta ve Dorado Falls bir noktadan başka bir şey değil. Open Subtitles ليس سوى بقعة على الرادار لا احد يتذكر حتى
    Şu an konuştuklarımız özel hayatıma müdahale etmenden başka bir şey değil. Open Subtitles لذا تدخلكِ بهذه النقطة، ليس سوى تدخل منكِ بأموري الخاصة
    Yani gördüğünüz gibi, iki tarafın da aynı amaçları paylaştığı düşüncesi dikkatlice yaratılmış bir ilüzyondan başka bir şey değil. Open Subtitles لذا كما ترون , تصور أن جدول أعمال كلا الجانبين يتشاركون ليس سوى وهم وُضع بعناية.
    Bana göre, Amerikan halkı, kanserden başka bir şey değil ve tedavi edilmeden önce, ortaya çıkarılmalı. Open Subtitles بالنسبة لي فإن المجتمع الأمريكي ليس سوى سرطان، ولا بد أن نكشف عنه، قبل أن نتمكن من علاجه.
    Bu adam çamur ve pislik içinde sürünen kirli ve hasta bir ruha sahip şeytanî bir canavardan başka bir şey değil. Open Subtitles فهو ليس سوى وحشٌ ممزع يتعفن في الوحل والحمأة قذر كروحه المتقيحة
    Bizi korkuyla dolduran felaket tellalından başka bir şey değil. Open Subtitles إنه ليس سوى متنبئ بالكوارث يملئنا بالرعب
    Bunlar gözden kaçan gerekli tavizlerden başka bir şey değil. Open Subtitles إنه ليس سوى أخطاء وشيكة و تسويات ضرورية
    12-adım olayının sadece bir çeşit bağımlılık... olduğunu tesadüfen farkettim. Open Subtitles اكتشفتفيالنهاية.. أنبرنامجال 12 خطوةهذا .. ليس سوى نوع آخر من الإدمان
    sadece bir budala... Kazanamayacağını bildiği bir savaşa girer. Open Subtitles . القتال ليس سوى معركة حمقاء .إنه يعرف بأنه لا يستطيع الفوز
    sadece bir günlüğüne. Open Subtitles انه ليس سوى يوم واحد لقد وعدت صديقي بذلك
    Bu yalnızca görüntüdeki bir leke. sadece bir hata. Krebin üstünde falan İsa'yı gördüm, diyenler gibi. Open Subtitles هذا ليس سوى خطأ ما ناتج عن تذبذب الكهرباء و ظل الإناس التى فى المصعد
    Karınla yeniden birleşmen, hediyelerinden sadece bir tanesi. Open Subtitles لم شملك مع زوجتك ليس سوى أولى الجوائز العديدة
    İyi olduğunu, sadece bir sıyrık olduğunu söylüyor. Open Subtitles يقول أنه يشعر بأنه بخير وأنه ليس سوى خدش
    Ve bunların tümü tüm bunlar şu an parmaklarınızın ucundaki bilginin küçücük bir kısmından ibaret. Open Subtitles و كُلها و كُلُّ هذا ليس سوى جزء صغير من المعلومات التي تملِكُها في أطراف أصبعك. في هذه اللحظة تحديداً.
    Bayım! Sizin dünyanızın gerçekliği büyük opera'nın rezil bir çiziminden fazlası değil. Open Subtitles أيها السيد، إن حقيقة عالمك ليس سوى..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد