Arka bahçenizden gelen bir şey için hiç de Fena değil. | TED | وهذا ليس سيئًا بالنسبة لشيء يأتي بالأساس من الفناء الخلفي. |
Tamam, vücudu Fena değil ama annemle aynı ismi taşıyor. | Open Subtitles | بالتأكيد، جسدها ليس سيئًا, لكنّها تحمل اسم أمّي. وهذا ما يضايقني. |
- Fena değil kızlar. - Fena değil. Gidip oturun. | Open Subtitles | ليس سيئًا يا بنات، اجلسا أود الحديث معكما |
Ama bu boyla seyahat etmek hep de kötü değil. | TED | ولكن الترحال بهذا الحجم، ليس سيئًا مطلقًا. |
Hadii, sizi kiraladığım sürece, o kadar da kötü değil. | Open Subtitles | مهلك، بالنظر للعمل المطلوب منكم، فإن هذا ليس سيئًا على الإطلاق |
Gerçek gıdalarda bulunan tüm o enzimlere vücudumuz henüz hazır değil. - Hem ayrıca, bu hiç de Fena değil. | Open Subtitles | الطعام الحقيقي به أنزيمات لم تعتاد عليها أجسادنا بعد، بجانب أن مذاقه ليس سيئًا حقًا |
Hadi, bu, yeni yürümeye başlayan bir çocuk için hiç Fena değil. | Open Subtitles | بربك، هذا ليس سيئًا بالنسبة لطفل |
Tamam, bir kız için hiç Fena değil. Bu nasıldı... bir kıza göre? | Open Subtitles | حسنًا, ليس سيئًا بالنسبة لفتاة. كيف كان ذلك... |
Sanırım 2'de 1 hiç de Fena değil. | Open Subtitles | أظن أن واحدًا من الاثنين ليس سيئًا |
İki de bir Fena değil. | Open Subtitles | حسنًا, واحد من أصل إثنين ليس سيئًا |
32 bin dolar. Bir hafta için hiç Fena değil. | Open Subtitles | اثنان وثلاثون الفا ليس سيئًا لعمل اسبوع |
Hiç Fena değil! İşe yaraması beni çok mutlu etti. | Open Subtitles | هذا ليس سيئًا إنني سعيدة لأن هذا أفلح |
Bu kanlı Gulfstream gibidir. Evet, Fena değil. | Open Subtitles | ـ كأنه مجرى خليجي ـ أجل، ليس سيئًا |
Şımartılmış bir prenses için hiç Fena değil ve onun sen neydin bu arada? | Open Subtitles | ليس سيئًا بالنسبة لأميرةٍ مدلّلة و... ماذا تكونين إذن؟ |
Yine de sağlam duruyor. Göründüğü kadar kötü değil. | Open Subtitles | لم يزل سليمًا مع ذلك، ليس سيئًا كما يبدو عليه |
"ve bu kötü değil" "kendimden başka olmak istediğim biri yok!" -Pekala çocuklar, haftaya görüşürüz... | Open Subtitles | وهذا ليس سيئًا ولا أحد أرغب أن أكونه سواي |
Bu doğru. Ve şey, Fitz de fena değildi. kötü değil. | Open Subtitles | هذا صحيح.ولم يكن فيتز سيئًا في الدراسة ليس سيئًا |
Biraz mücadeleli ama aslında pek de kötü değil. | Open Subtitles | كان الأمر صعبًا بعض الشيء لكن بالحقيقة ليس سيئًا |
O kadar kötü değil. Saçını uzatabilirsin. | Open Subtitles | هذا ليس سيئًا للغاية، يمكنكِ أن تطيلّي شعركِ |
Dört dolara göre Fena değilmiş. | Open Subtitles | طعمه ليس سيئًا إن كان بـ4 دولارات |
Aynen. Bakın, durum sandığımız kadar kötü değilmiş. | Open Subtitles | نعم, إنه ذلك, اسمعي تبين أن الأمر ليس سيئًا كما ظننا |