Eğer birşeyle uğraşıyorsan, ne olduğunu bilmek istiyorum ve bu bir rica değil. | Open Subtitles | ,اريد اعرف ما هو وهذا ليس طلباً حسناً , سأخبرك بكل شئ |
Ve eğer merak ediyorsan bu bir rica değil. | Open Subtitles | و فى حالة إن كُنتَ تتسائل، فهذا ليس طلباً... |
Bu bir rica değil Mitch, sana buraya gelmeni... | Open Subtitles | انه ليس طلباً يا "ميتش" أنا آمُرُكَ بأن تأتي إلينا، |
Yanlış anladın. Bu bir istek değil, Ben. Bana paşa paşa vereceksin. | Open Subtitles | هذا ليس طلباً يا بن سوف اخذ المزيد من النقود |
Bu mantıksız bir istek değil. | Open Subtitles | ليس طلباً بعيداً عن المنطق |
Zarfları bana ver. rica etmiyorum. | Open Subtitles | أجلبي الملفات، وهذا ليس طلباً |
Bu bir talep değil. Mangasındakilerin listesini istiyorum. | Open Subtitles | هذا ليس طلباً أريد لائحة بأسماء الرجال في وحدته |
Bu Ekselansları'nın huzurunda yapılması uygun bir rica değil. | Open Subtitles | هذا ليس طلباً لائق ليكون في وجود سموه |
Efendim, korkarım ki bu bir rica değil. | Open Subtitles | سيدى, أخشى أن هذا ليس طلباً -معذرةً؟ |
Bu bir rica değil. Görev. | Open Subtitles | هذا ليس طلباً هذا أمر |
Bu bir rica değil, kurallarımızın gereği. | Open Subtitles | إنه ليس طلباً ، إنه شرط |
Bir kez daha söylüyorum. Bu bir rica değil. | Open Subtitles | مرة أخرى، هذا ليس طلباً |
Bu bir rica değil. Parti bitmiştir. | Open Subtitles | هذا ليس طلباً حفلكم إنتهى |
Bu bir rica değil. | Open Subtitles | وهذا ليس طلباً. |
Bu bir rica değil. | Open Subtitles | . هذا ليس طلباً |
Bu bir rica değil, emirdir. | Open Subtitles | هذا ليس طلباً بل أمراً |
Mantıksız bir istek değil. | Open Subtitles | انه ليس طلباً غير معقول |
Bu, sıradan bir istek değil. | Open Subtitles | هذا ليس طلباً عادياً |
Bu kolay bir istek değil. | Open Subtitles | إنه ليس طلباً سهلاً تماماً, |
Sookie, rica etmiyorum. | Open Subtitles | سوكي) ، هذا ليس طلباً) |
Bu bir talep değil, doktor. | Open Subtitles | هذا ليس طلباً يا دكتور |
Öncelikle, bu bir rica degil. | Open Subtitles | , مرة أخرى هذا ليس طلباً |