En kötüsü de bu konuda dürüst olabilmekti ama sana bundan bahsetmeme gerek yok. | Open Subtitles | الاسوء اننا كنا متعالين عليه, ليس علي ان اخبرك بذلك. |
Şimdiyse FDA beni kara listeye aldı. Yani artık o konuyu dert etmeme gerek yok. | Open Subtitles | والآن أنا على القائمة السوداء للمنظمة, لذا ليس علي ان أقلق بشأن ذلك بعد الآن. |
Soğukkanlı katillerin arasına doğru gittiğimizi sana söylememe gerek yok sanırım. | Open Subtitles | ليس علي ان اقول لك باننا نمشي في عش من قتلة الحجر البارد. |
- Kaybeden olduğumu düşünüyorsun. - Seni sevmek için sana inanmam gerekmiyor. | Open Subtitles | تعتقدين بأنني خاسر - . ليس علي ان أومن بك لي احبك - |
Adil olmam gerekmiyor, annenim ben senin. | Open Subtitles | ليس علي ان اكون عادلة , انا امك |
Ortakların oylamasına izin vermeme gerek yok, çünkü bu benim kararım, ve benim kararım da, bu lanet olası toplantı ertelendi! | Open Subtitles | ليس علي ان ادع الشركاء يقرروا لأن هذا هو قراري و قراري, ان هذا الاجتماع اللعين انتهى |
Hareketi bilmem için ilgili olmama gerek yok. | Open Subtitles | ليس علي ان اكون متورطة لاعرف بالتحركات |
Şimdi araştırma fonlarım için endişelenmeme gerek yok. | Open Subtitles | الان ليس علي ان اقلق بخصوص اموال البحث |
Yeğenlerine kalmış, Paul ve John Mulford. Nerede olduğunu sormama gerek yok sanırım, değil mi? | Open Subtitles | ليس علي ان اسال اين موقعها اليس كذلك؟ |
Cırtını açmana gerek yok. | Open Subtitles | ليس علي ان ابدل الى فيلكرو |
Parti yapmama gerek yok. | Open Subtitles | ليس علي ان اقيم حفلة. |
Bunu söylerken de utanmam gerekmiyor. | Open Subtitles | ليس علي ان اخجل عندما اقولها |
- Hayır, hiçbir şey yapmam gerekmiyor! | Open Subtitles | لا لا ليس علي ان افعل اي شئ |