Evet, ama senin için değil. Kendileri içindi. | Open Subtitles | نعم ، لكن ليس لأجلك بل لأجلهم هم |
Dur bakalım. Bu senin için değil ki. | Open Subtitles | لا تتعجلى , هذا ليس لأجلك |
- Sorun değil. - Belki senin için değil. | Open Subtitles | لا مشكلة ربما ليس لأجلك |
Kendin söyledin, Amy için buradaydin..., ...kendin için degil. | Open Subtitles | كما قلت بنفسك كنت تحضرُ هنا لأجل (آيمي) ليس لأجلك |
Zirveye ulaştığım yer. sizin için değil, | Open Subtitles | هذا حيث أكون كبيرا هذا ليس لأجلك |
Hayır... Sadece senin için değil. | Open Subtitles | لا , ليس لأجلك فقط |
- Teşekkürler. - Hanna için yapıyorum. senin için değil. | Open Subtitles | أفعل هذا لأجل "هانا" ,ليس لأجلك |
Emin ol ki senin için değil. | Open Subtitles | ليس لأجلك , للتوضيح |
Hangi... o senin için değil. | Open Subtitles | لا، هذا ليس لأجلك |
- Buraya Gary için geldim, senin için değil. | Open Subtitles | أنا هنا من أجل (غاري) ليس لأجلك |
senin için değil. | Open Subtitles | هذا ليس لأجلك |
- Müsaitti ama senin için değil. | Open Subtitles | فقط ليس لأجلك |
senin için değil. | Open Subtitles | ليس لأجلك |
Bu, senin için değil. | Open Subtitles | هذا ليس لأجلك |
Hayır, bunlar sizin için değil. | Open Subtitles | كلا، هذا ليس لأجلك. |
Bunu Ben için yapıyorum, sizin için değil. | Open Subtitles | أنا سأفعلها لأجل (بن) ليس لأجلك |