Unutmayın Fazla zamanımız yok efendim. Biletlerimi almam gerekiyor. Saçma. | Open Subtitles | تذكر, ليس لدينا الكثير من الوقت, على أن أحضر التذاكر |
Fazla zamanımız yok. Bu yaz bir kuyruklu yıldız gelecek. | Open Subtitles | ليس لدينا الكثير من الوقت هناك مذنب سيأتي هذا الصيف |
Mesele şu ki Fazla zamanımız yok! | Open Subtitles | النقطه هى اننا ليس لدينا الكثير من الوقت |
Evet, öyle. Bak, Fazla vaktimiz yok. Bana yardım edecek misin? | Open Subtitles | نعم انه كذلك ، انظر ليس لدينا الكثير من الوقت ، هل ستساعدنى فى هذا |
Artık sert oynayacağız. Fazla vaktimiz yok. | Open Subtitles | والأنسنفعلهذا بالطريقهالصعبه، ليس لدينا الكثير من الوقت |
Çok zamanımız yok, elinden geleni yap. | Open Subtitles | ليس لدينا الكثير من الوقت فافعل ما تستطيع |
Hayır ama çok uzaklaşmıyor yani Çok vaktimiz yok. | Open Subtitles | لكنه لا يكون بعيدا ً أبدا ً لذلك ليس لدينا الكثير من الوقت |
Çok Fazla zamanımız yok. Ambrosia'yı almam gerekiyor, aksi takdirde gitmiş olacağım. | Open Subtitles | ليس لدينا الكثير من الوقت يجب أن أحصل على طعام الآلهة وإلا سأرحل إلى الأبد |
Fazla zamanımız yok. Yarın harekete geçeceğiz. | Open Subtitles | ليس لدينا الكثير من الوقت علينا الدخول إلى هناك |
Buraya ilaç için geldik. Çok Fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | انا هنا من اجل دواء ليس لدينا الكثير من الوقت |
Öncü birlikleri saldırmadan önce çok Fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا الكثير من الوقت . قبل ان تبدا وحدتهم بالضرب |
Fazla zamanımız yok. Bu yüzden... | Open Subtitles | .. ليس لدينا الكثير من الوقت, لذا ينبغي علينا على الأرجح |
Bill, beni iyi dinle. Fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | استمع إلىّ بحرص ليس لدينا الكثير من الوقت. |
Fazla vaktimiz yok. Wilhelmina parkta. | Open Subtitles | ليس لدينا الكثير من الوقت ويلمينا في الموقف |
Gitme zamanı çocuklar. Fazla vaktimiz yok. | Open Subtitles | حاون وقت الذهاب أيها الأطفال، ليس لدينا الكثير من الوقت |
Victor. Haydi. Fazla vaktimiz yok. | Open Subtitles | فيكتور، هيا بنا ليس لدينا الكثير من الوقت |
- Uykuya dalmışlar, bu çok iyi. - Hadi pek Fazla vaktimiz yok. | Open Subtitles | إذا هما مغمى عليهما , ذلك جيد ليس لدينا الكثير من الوقت , هيا |
Dinle, bir kaza olacak. Fazla vaktimiz yok. | Open Subtitles | إسمع، سيكون هناك حادث ليس لدينا الكثير من الوقت |
Fazla vaktimiz yok. Acele etmeliyiz. Geleceğinizden haberim vardı. | Open Subtitles | ليس لدينا الكثير من الوقت علينا ان نسرع اعرف لما اتيتم لكني لااعرف ماتريدون |
Kusuruma bakmayın Çok zamanımız yok. | Open Subtitles | لقد كنت أتطلع للقاءك سامحني ليس لدينا الكثير من الوقت |
Sıcaklık yükseliyor. Çok vaktimiz yok. | Open Subtitles | الحرارة تترفع فنحن ليس لدينا الكثير من الوقت |
Pek Fazla zamanımız kalmadı. Er ya da geç bizi bulurlar. | Open Subtitles | الآن، ليس لدينا الكثير من الوقت عاجلاً أو آجلاً سيكشفون موقعنا |