Olmaz. vaktimiz yok. Sal'in yerini senin yaktığını biliyoruz, Gino. | Open Subtitles | لا ,ليس لدينا الوقت نعرف انك احرقت سال , جينو |
Çabanı takdir ederim ama zayıf ihtimal gibi görünüyor, kaybedecek vaktimiz yok. | Open Subtitles | نحنُ نقدر المجهود ولكن هذا يبدو ضعيفاً و ليس لدينا الوقت لنضيعه |
Böyle oyunlar için vaktimiz yok. Gitmemiz lazım. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت لألعاب كهذه علينا أن نذهب |
- Zamanımız yok. - Burada yapamayız. Laboratuvar çalışmıyor. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت الكافى ثم ان المختبر معطل |
Fazla zamanımız yok ve senin birinin kimliğini belirlemeni istiyorum. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت الكافي، و أريدك أن تتعرفي على سخص. |
Senin kapalı kalbinin konusunu tartışacak vaktimiz yok, Phoebe. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت لإعادة مناقشة قلبك المُغلَق، فيبي |
vaktimiz yok. Ne gerekiyorsa hemen yapmalısınız. Doktor, lütfen. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت ، يجب أن تفعل ما يمكنك عمله أرجوك دكتور |
O denyolara rehberlik yapacak vaktimiz yok. Yaklaşıyoruz. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت لهؤلاء البلهاء لقد اوشكنا الايقاع بهم |
Artık kime güvenebileceğimizi bilmiyorum, ve bunu araştıracak vaktimiz yok. | Open Subtitles | يتبعون أي شخص لا أعلم بمن أثق بعد الأن ولكن ليس لدينا الوقت لكي نعرف |
Tüm bu insanları aramamız gerekecek. Davetiye yollayacak vaktimiz yok. | Open Subtitles | علينا أن نتصل بكل هؤلاء الناس ليس لدينا الوقت كي نرسل دعوات |
Şunlar için vaktimiz yok. Listeden çıkartabileceklerini çıkarmalısın. - Tamam. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت الكافي لهذا لذلك سنحذف الحوار حول التعارف، حسناً، فليكن |
Bu bizim tutuklamamız, hep öyle olmuştu ve şimdi anneciğinizi bekleyecek vaktimiz yok. | Open Subtitles | عملية الإعتقال هذه تخصنا , لطالما كانت كذلك و ليس لدينا الوقت لانتظار والدتكما |
Bu hiç de... Birbirinizi benzetmek için durmaya vaktimiz yok. | Open Subtitles | . نحنُ ليس لدينا الوقت لكي نركل المؤخرات |
Senin için bir şarkı yapacak vaktimiz yok Mercedes. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت لاعاده ترتيب الاغنيه من اجلك مرسيدس, راتشيل ستغنيها |
Yukarı hızla dönecek kadar vaktimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت أن نعود مرة أخرى إلى السطح |
Burada retina tarayıcı var, sızmaya da vaktimiz yok. | Open Subtitles | حيث سنتّجه إلى ماسح شبكية العين الذي ليس لدينا الوقت الكافي لإختراقه |
Okulda yemek yemeğe vaktimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت الكافي لنأكل طعام الغداء في المدرسة |
- Bilmiyorum. - Bu durumu çözecek vaktimiz yok, değil mi? | Open Subtitles | لا أعلم ليس لدينا الوقت لنكتشف هذا أليس كذلك ؟ |
- Zamanımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت. |
Fazla zamanımız yok. Söyleyeceklerimi dinlemek zorundasınız. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت الكافى يجب أن تستمع الى ما أنا مضطر أن أقوله |
O zaman fazla vakit yok çünkü kızım bu evin bir yerlerinde ve canlı. | Open Subtitles | إذا فنحن ليس لدينا الوقت الكافي لأن إبنتي لا تزال حية فى مكان ما من المنزلم |
Evrakları hazırlayacak zamanımız olmadı. Türkiye'de sorun yaşayabilirsiniz. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت لتنظيم الأعمال الورقية , لذا قد تجدين صعوبة في تركيا |
Buna zamanımız yok. Kadını içeriye götürüp, ikisini birlikte sorgulamalıyız. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت, علينا أن نأخذها إلى هناك, ونسألها ونسأله |
Benim toplumumdan çıkan birçok şeyin İngiliz Müzesine nasıl vardığıyla ilgili çok ilginç ve farklı bir hikaye anlatabilirim fakat bunun için zamanımız yok. | TED | استطيع ان احكي تاريخ شيق ومختلف عن كيفية وصول الكثير من تراث مجتمعي الى المتحف البريطاني، ولكن ليس لدينا الوقت لذلك. |