Vampirlerin aksine, ödüllerini almaktan başka dünyevi arzuları yoktur. | Open Subtitles | على خلاف مصاصى الدماء, هم ليس لهم رغبات دنيوية, لكن يجمعون أنفسهم |
Şey, bir şey itiraf etmem gerekiyor Eşeklerin katmanları yoktur. | Open Subtitles | حسنا، سأعترف لك بشيء الحمير ليس لهم طبقات |
Eğer ters giderse tüm bir bonus kaybetmek onlar değil. | Open Subtitles | إذا كان كل شيء على ما على شكل كمثرى، ليس لهم أن تفقد المكافأة. |
- Bana bak, onlara değil. - Bir şey saklamıyorum. Vuruldun. | Open Subtitles | انظري الي و ليس لهم انا لا اخفي شيئا- |
Zayıf bir an olduğunu kabul ediyorum ama benim zayıf anımdı, onların değil. | Open Subtitles | أعترفه كان a لحظة ضعيفة. لكنّه كان لحظتي الضعيفة، ليس لهم. |
Arkadaşı olmayanlar ise arkadaş edinmeye başladı. | TED | وأولئك الذين ليس لهم أصدقاء بدأوا في تكوين أصدقاء. |
Ordu buraya geliyorsa, benim için geliyordur, onlar için değil. | Open Subtitles | إذا كان الجيش قادمون هم قادمون لي و ليس لهم |
Rüyalar gençken güzel ve yararlıdır ama gerçek hayatta gerçek hayatta uygulanırlığı yoktur. | Open Subtitles | مثل الأحلام هي رائعة عندما تكون صغيراً لكنهم ليس لهم |
Kanunlara uymayan muhariplerin, hakim önüne çıkmaya hakları yoktur. | Open Subtitles | المقاتلين الغير شرعيين ليس لهم الحق في المثول أمام المحاكم |
Kanunlara uymayan muhariplerin, hakim önüne çıkmaya hakları yoktur. | Open Subtitles | المقاتلين الغير شرعيين ليس لهم الحق في المثول أمام المحاكم |
Belki de buna gerek yoktur. | Open Subtitles | ما هي أرقامنا مقارنة لهم ؟ ربما ليس لهم فائدة |
Ölmüş adamların zayıflıkları yoktur. | Open Subtitles | الرجال الذين على وشك الموت ليس لهم نقاط ضعف |
Gerçek cadıların ayak parmakları yoktur. | Open Subtitles | السحرة الحقيقيين ليس لهم أصابع القدم |
- Ama sorumlu onlar değil. | Open Subtitles | لكن هذا ليس لهم |
Hayır, onlar değil. | Open Subtitles | لا، ليس لهم! |
O zaman onlara değil, bize oy verin. | Open Subtitles | . إذن ، صوتي لنا و ليس لهم |
onlara değil. Birbirimize. | Open Subtitles | ليس لهم, بل لبعضنا |
onlara değil. | Open Subtitles | ليس لهم |
Ama bu senin fırsatın, senin zamanın, onların değil. | Open Subtitles | هذه طلقتك لحظتك، ليس لهم |
Bu da bizim, onların değil. | Open Subtitles | وانها لنا، و ليس لهم. |
Belli ki çocuk onların değil. | Open Subtitles | من الواضح ان الطفل ليس لهم . |
Dış iskeletleri olmayanlar ise her an kuruyup ölme tehlikesiyle karşı karşıya. | Open Subtitles | هؤولاء الذين ليس لهم هياكل خارجية .يعيشون دائما في خطر محدق من الجفاف |
Ordu buraya geliyorsa, benim için geliyordur, onlar için değil. | Open Subtitles | إذا كان الجيش قادمون هم قادمون لي و ليس لهم |