Senin oraya gitmen ile benim gitmem arasında hiçbir fark yok. | Open Subtitles | دخولك أنت هناك ليس مختلفاً عن دخولي أنا |
Benim oraya gitmem ile senin oraya gitmen arasında hiçbir fark yok. | Open Subtitles | و دخولي أنا ليس مختلفاً عن دخولك |
Savaşa karşı vicdani reddi savunmaktan bir farkı yok. | Open Subtitles | "بطريقة نراها مقبولة عنده" هذا ليس مختلفاً عن المعترضين ضميرياً على الحرب |
Ve şu kovboy kızabilir, çünkü tüm o sert konuşmasına rağmen Bonnie'den hiçbir farkı yok. | Open Subtitles | وراعيالبقرهذا يمكنهأنيغضب, لأنهبالرغممن حديثهالقاسي, هو ليس مختلفاً عن (بوني) |
Eroin bağımlısından bir farkı yok. | Open Subtitles | هو ليس مختلفاً عن مدمن مخدرات |
Clark'ın diğer adamlardan hiçbir farkı yok. | Open Subtitles | كلارك) ليس مختلفاً) عن أي ذكر بدم أحمر |
Bir farkı yok ki. | Open Subtitles | - هذا ليس مختلفاً عن ذلك |