Dandik bir komuta merkezinde çalışmak hiç de eğlenceli değil, değil mi? | Open Subtitles | إنه ليس ممتعاً جداً أن تعمل في مركز القيادة الرديء، أليس كذلك؟ |
Aileyle tatil hiç eğlenceli değil... iyi olsalar bile. | Open Subtitles | ليس ممتعاً الذهاب في عطلة مع والديك حتى لو كانوا لطيفين |
Fakat sana söylemeliyim ki bu vurulma kısmı, o kadar eğlenceli değil. | Open Subtitles | لكن علي اخبارك... بدأ يصبح أجزاء من طلقات، ليس ممتعاً كما ظننت |
Başka bir şey bulmalısın çünkü komik değil. | Open Subtitles | دعني أقول لك ما سأفعله إن هذا ليس ممتعاً |
- Hiç komik değil. - Temel kuralları hatırla. | Open Subtitles | هذا ليس ممتعاً - لنعد إلى القواعد الأساسية - |
- Çünkü saçmalamaya başladın ve bir oda dolusu bilim adamıyla altı bezli bir maymunun bize gülmesi hiç hoş değil. | Open Subtitles | لأن ذلك يبدو سخيفاً و ليس ممتعاً أن يتم الضحك عليك من قبل غرفة مليئة بالعلماء و قرد مرتدي حفاضة |
Bu göründüğü kadar zevkli değil... | Open Subtitles | هذا ليس ممتعاً كثيراً كما يبدوا |
Seksapeli "0" olan bir kızla takılmak hiç eğlenceli değil. | Open Subtitles | ليس ممتعاً البقاء مع هذه المرأة غير المثيرة جنسياً. |
Bu eğlenceli değil mi Sayın Başkan? Şimdi ne getirelim? | Open Subtitles | . هذا ليس ممتعاً أيها الرئيس مالذي علي أن أفعله فيما بعد ؟ |
Bana mı öyle geliyor, Shwanzy, yoksa bu parti geçen seneki kadar eğlenceli değil mi? | Open Subtitles | هل هو أنا سونزي، أم أن هذا ليس ممتعاً كما كان السنة الماضية |
Küçük olmak eğlenceli değil, değil mi? | Open Subtitles | ليس ممتعاً لكونكم صغار الحجم أليس كذلك ؟ |
Tabii, bir kişi için yemek yapmak eğlenceli değil yani bu hafta sonu işin yoksa... | Open Subtitles | ولكن بالطبع، الطهي لشخص واحد أمر ليس ممتعاً لذا، إن كنت متفرغاً هذه .. العطلة الأسبوعية |
Hiç yakalayamamağın bir şeyin peşinden koşmak hiç eğlenceli değil. | Open Subtitles | انه ليس ممتعاً أن تسعين خلف شيء لن تحصلين عليه أبداً |
Daha eğlenceli değil farklıydı. | Open Subtitles | ليس ممتعاً أكثر، بل مختلفاً ليس إلاّ |
Öylece oturup da 8 kiloluk bebeğin hakkında endişelenmek eğlenceli değil. | Open Subtitles | لا أعني أنه ليس ممتعاً الجلوس في البيت والقلق لإنجاب طفل بوزن 7,3 كلغ -أتعرفين ماذا؟ |
eğlenceli değil ha? | Open Subtitles | إذاً, الوضع ليس ممتعاً بالداخل؟ |
-Evet, bu hiç komik değil. | Open Subtitles | المرحلة التالية ؟ - أجل هيا هذا ليس ممتعاً - |
Hiç komik değil. Ondan hoşlandığını sanıyordum. | Open Subtitles | هذا ليس ممتعاً ظننت أنه أعجبكِ |
- Hayır, bize yalan söylenmiş. Hiç komik değil. | Open Subtitles | هذا ليس ممتعاً ذلك الرجل غريب أطوار |
Dur, hiç hoş değil. | Open Subtitles | توقف .. هذا ليس ممتعاً |
Güzel bir kadınla konuşmak Taub'un karısıyla konuşmamasını izlek kadar zevkli değil. | Open Subtitles | فلا تفعل إذن التحدّث لامرأة جميلة ليس ممتعاً بقدر مشاهدة (تاوب) لا يتحدّث إلى زوجته |
- ...gayet iyi giden bir adam işte? - Çünkü, eğlencesi yok. | Open Subtitles | في حين يمكنك الحصول على الرجل الكامل بلا عيوب - لأن ذلك ليس ممتعاً - |
Hayır, hayır. Eğlenmeyin. Bu hiç iyi bir şey değil. | Open Subtitles | لا , لا , لا للتسلية هذا ليس ممتعاً |