Orada durma! Erkeğine içecek bir şeyler kap getir. | Open Subtitles | لم تقفي هناك وحسب احصلي لرجلك على شيء ليشربه |
Oh, evet, evet, evet. Oh evet. Adamıma içecek birşeyler getir. | Open Subtitles | أجل, أجل, أجل, إذاً أجل, احضر للرجل شيئاً ليشربه |
Yok etme sürecinin hesaplanmış bir parçası olarak insanlar çok güçsüzse ve kendilerine içecek bir şey verilmemişse doğrudan gaz odalarına gönderiliyorlardı. | Open Subtitles | جزء مدروس من عملية الاعدام ففي حالة ضعف الانسان... وعدم اعطائه أي شيء ليشربه... |
Ebediyete kadar! İçecek getirin. | Open Subtitles | كيرت، مر زمن طويل إجلبي له شيئاً ليشربه |
Evet, Evet. Ama senin bu bir bardak temiz suyu içmek için acelen var. | Open Subtitles | ولكن كنت في عجلة من امرنا ليشربه! |
O zamana dek arkadaşa içecek bir şey ver. | Open Subtitles | وحتى ذلك أعطوا صديقنا شيئا ليشربه |
Onunla buluştunuz ve kendisine içecek bir şey verdin. | Open Subtitles | إلتقيت به، أعطيته شيء ليشربه |
Küçük kuşun içecek suyu yoktu. | Open Subtitles | الطائر ليس لديه ماء ليشربه |
Evet, Arlen. Ona içecek bir şeyler getir. | Open Subtitles | نعم ( آرلن ) أحضر له شيء ليشربه |
Fakat onun içecek bir şeylere ihtiyacı olmuştur! | Open Subtitles | لكنبعدذلكهويحتاجشيئاً ليشربه! |
İçmek için bişeyler ver şu adama. | Open Subtitles | أعطِ الرجل شيـئاً ليشربه |