Ve o şeyi içine koymak için teknolojilerini kullandılar. | Open Subtitles | واستخدموا التكنولوجيا ليضعوا ذلك الشيء بداخلها |
Bu ağaç yüzlere yıldır burada dimdik ayakta durdu ve şimdi onu yerinden kaldırıp yerine Jerry'i koymak istiyorlar. | Open Subtitles | هذه الشجرة هنا منذ مئات الأعوام والآن يريدون أن يقطعوها ليضعوا مكان لبيع المشروبات |
Yerine bir şey koymak için DNAlar'da boşluk yarattılar ama neden? | Open Subtitles | يقومون بخلقِ مجالٍ فارغٍ في الحمض النوويّ ليضعوا شيئاً فيه... |
O tam anlamıyla insanlarlar için birşeyler kesiyordu peynirin içine koymak için , bu yüzden oradaydı... 4 gün önce, | Open Subtitles | حرفيّاً هو يقوم بتقطيع الأشياء للآخرين لا أكثر ليضعوا الجبنة بداخلها، لذا كان هنالك... منذ أربعة أيام، |