Herşeyi denedik. Wolf'un gerçeği itiraf etmesi için bir ordu lazım. | Open Subtitles | حاولنا كل شيء يجب أخذ جيش للحصول على ولف ليعترف بالحقيقة |
Önüne getirip yalanlarını itiraf ettireceğim. | Open Subtitles | سأحضره امامك ليعترف بأكاذيبه قبل ان أشنقه |
Şimdi, Gölgeler Kitabına göre, birisini korkutarak itiraf ettirmek sizin için ilk defa olmayacak, değil mi? | Open Subtitles | ، الآن تبعاً لكتاب الظلال ، لن تكون هذه المرة الأولى التي تخيفون بها أحد ما ليعترف ، صحيح ؟ |
Kanıtlar yok edildi ve babamın suçu üstlenmesi için para verdiği adam da doğal nedenlerden dolayı hapishanede öldü. | Open Subtitles | الدليل دمر والمجرم الذي رشاه أبي ليعترف بالجريمة مات في السجن لأسباب طبيعية |
Ya bu deli adamı suçu üstlenmesi için tuttuysa. | Open Subtitles | ماذا لو إستأجرَ هذا الرجل المجنون ليعترف |
- Her şeyi polise itiraf etmeye gidiyordu, ama bunu yapmadan önce, olanları açıklamak için, senden özür dileyebilmek için seni görmek istedi. | Open Subtitles | كان سيذهب للشرطة ليعترف ولكن قبل أن يفعل ذهب لرؤيتك ليحاول أن يشرح أن يعتذر، بقدر ما يمكنه |
Sanırım biri ona itiraf etsin diye para ödüyor. | Open Subtitles | و أعتقد أن هناك شخص ما قد قايضه ليعترف بالجريمة تاركاً القليل لهؤلاء الصبية بعد أن يختفي |
Özgüvenini kaybettiğini itiraf etmek Scarn için kolay değildi. | Open Subtitles | لم يكن سهلاً على سكارن ليعترف أنه فقد ثقته بنفسه |
İtiraf edecek bir şeyi olan biri var mı bakalım? | Open Subtitles | إذا , هل هناك أي أحد لديه شيئ ما ليعترف به |
Kitapla cinayetleri itiraf etmek için davanın zaman aşımının dolmasını beklemek bu en iyi pazarlama stratejisi, değil mi? | Open Subtitles | و بانتهاء فترة التقادم استخدم هذا كسبب ليعترف في كتاب إنها أفضل استراتيجية للتسويق، صحيح؟ |
Çünkü, kendisinin ve iş arkadaşlarının kanunları çiğnediğini itiraf etmesi için ona geniş olanaklar sundum. | Open Subtitles | لأننى قمت باعطائه فرص كثيره ليعترف أنه و زملائه قاموا بخرق القانون |
Biriniz itiraf etmezse birinizin suçu için hepiniz cezalandırılırsınız. | Open Subtitles | ليعترف احدكم او ستعاقبون جميعا من اجل جريمة شخص واحد |
Bunun o insanda yalandan itiraf etmek için yarattığı baskı ve "Peki, tamam. | Open Subtitles | .. هذا ضغط على الشخص ليعترف بالخطأ ويقول حسناً, انا |
Eğer itiraf etmesinin tek yolu buysa öyle olsun. | Open Subtitles | إذا كان هذا هو الطريق الوحيد ليعترف بذلك ... ... إذاًليكنمايكون |
Yani bir tanık bulmadığımız ya da o suçunu itiraf etmediği sürece yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | و إمّا أن نجد مشتبه به، أو يأتي هو عبر الطريق ليعترف إلينا... عدا ذلك لا يمكنني فعل شيء |
Suçlu durumda bulunduğu vefasızca davranışını itiraf etmesi için? | Open Subtitles | ليعترف بأي سلوك غير أمين أرتكبه؟ |
Han'ın itiraf etme ihtimali var mı? | Open Subtitles | أهناك أي إمكانية ليعترف بجريمته؟ |
Adama yemediği bokları bile itiraf ettirebilir. | Open Subtitles | ارسلوا رجل ليعترف بشيء لم يفعله |