Ekip, yıllara göre şekillerinin değişimini öğrenmek için mağaraların haritasını çıkarıyor. | Open Subtitles | يرسم الفريق الكهوف، ليعرفوا الطريقة التي تغيرت فيها أشكالها عبر السنين |
Belgeselim SBS Dateline'da yayınlandığında arkadaşlarımın çoğu durumumu öğrenmek ve bana yardım etmek için geldi. | TED | وعندما تم بث ما قمت بتوثيقه على التلفاز الأسترالي، جاء العديد من أصدقائي ليعرفوا ما هي أوضاعي، وحاولوا مساعدتي. |
Ne zaman susması gerektiğini bilecek zekaya sahip olanlar için var. | Open Subtitles | لأولئك الأذكياء كفاية ليعرفوا متى يصمتون |
Hepsinin ne zaman ısrar edip ne zaman duracaklarını bilecek zekası yok. | Open Subtitles | لن يكونوا جميعاً من أصحاب العقل ليعرفوا متى عليهم أن يُصرّوا ومتى.. عليهم أن يتوقفوا. |
Bu da kanser olup olmadığını anlamak için kitleyi çıkaracakları anlamına gelir. | Open Subtitles | مما يعنى أنهم سيزيلوا الكتلة كلها ليعرفوا هل هى سرطان أم لا؟ |
Düşünüyorum, Brian. Gerçeği bilmeye hakları var. Herkes gibi. | Open Subtitles | أنا , براين , لديهم الحق ليعرفوا الحقيقة , كما هو أي شخص آخر |
Burada olduğumuzu bilmelerinin tek açıklaması bu. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة الوحيدة ليعرفوا أننا هنا |
İnsanlara senin ne kadar özel olduğunu anlamaları için zaman tanı." | Open Subtitles | يجب عليك تعلم إعطاء الوقت للناس ليعرفوا كم أنت مميز |
Bir adam öldürüldüğünde, gerçek düşmanının kim olduğunu öğrenmek için ilk olarak biriyle konuşurlar-- karısıyla. | Open Subtitles | إن قُتِل رجل فأول شخص يريدون التحدث إليه ليعرفوا من هم أعداؤه هي زوجته |
Onun, yeni bir tür geliştirdiğini ve rakiplerinin bunu öğrenmek için ölüp bittiğini bilmiyorsunuz, öyle mi? | Open Subtitles | لا فكرة أنّه بدأ مشروع إنتاج لدرجة أنّ مُنافسيه سيموتون ليعرفوا عنه؟ |
Bizimle her şeyin nerede olduğunu öğrenmek ve bildiklerimizi öğrenmek için buluştular. Sonra tüm kanıtlarımızı aldılar. | Open Subtitles | لقد إجتمعوا بنا ليعرفوا أين كان كلّ شيءٍ وما كنّا نعرف، ومن ثمّ أخذ كلّ الأدلّة. |
Ancak iki tane itfaiye müfettişi onu sorgulamak için buraya doğru geliyor ve orada ne aradığını öğrenmek isteyecekler. | Open Subtitles | ولكن اثنان من محققي الحرائق بطريقهم لاستجوابه ليعرفوا مالذي كان يفعله هناك |
Aile başpiskoposu aramış doğruluğunu öğrenmek için-- | Open Subtitles | اتصل الأهل بالأبرشية ليعرفوا إن كان الأمر صحيحاً |
Bunun gibi buluşmalardan sonra hep aynı hissederim: kalbim yerinden çıkacak gibi olur, çünkü asla yalanınıza inanıp inanmadıklarını ya da kim olduğunuzu öğrenmek için sizi takip edip etmeyeceklerini bilemezsiniz. | TED | والشعور بعد هذه الاجتماعات دائماً هو نفسه: قلبي يقرع مثل الطبول، لأنك لن تعلم إن كانو حقا صدقوا قصتك، ام أنهم سيبدؤون في تتبعك ليعرفوا حقيقتك. |
İkincisi, adamlar Aisha'nın arkadaşın olduğunu bilecek kadar senin hakkında bilgi sahibi. | Open Subtitles | ثانياً، لقد علموا ما يكفي من (عائشة) ليعرفوا أنها صديقتك. |
Nasıl hissettiğini anlamak için kalbine, beynine kablolar bağladılar. | Open Subtitles | وضعوا أسلاكاً على قلبها ورأسها ليعرفوا كيف تشعر |
İnan bana, işim bittiği zaman bunun gerçek olmadığını anlamak için Çin'e kadar kazmaları gerekir. | Open Subtitles | صدقني ، عندما أنتهي سيكون عليهم الحفر للصين ليعرفوا ان هذا ليس حقيقياً |
İnsanların bir hiç uğruna... çalıştıklarını bilmeye hakları var. | Open Subtitles | الناس لديهم الحق ليعرفوا بأنهم يعملون من أجل لا شيء |
Senin oralarda bir yerde olduğunu bilmeye ihtiyacı olan. | Open Subtitles | ليعرفوا أنك موجود. |
Burada olduğumuzu bilmelerinin tek açıklaması bu. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة الوحيدة ليعرفوا أننا هنا |
Nerede olduğunu anlamaları ne kadar sürer? | Open Subtitles | كم من الوقت سيحتاجون ليعرفوا مكانه ؟ |