Bayan Paradine,.. Size söyleyecek başka bir şeyim yok, Bay Keane. | Open Subtitles | سيدة بارادين ليس هناك شئ آخر ليقال لك يا سيد كين |
Bence ölüler söyleyecek bir şeyleri yoksa susmalılar. | Open Subtitles | أعتقد بأن الموتى يجب أن يخرسوا الا إن كان هناك شيء ليقال |
Bugün herkesin seni çok özlediği dışında, söylenecek pek birşey yok. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير ليقال اليوم, غير بان الجميع افتقدوك بشدة. |
Yoksa konu üzerine söylenecek başka bir şey var mı? | Open Subtitles | ام هناك المزيد ليقال عن هذا الموضوع؟ |
Şimdi gidersen, evine dönersen, Anlatacak bir şey olmaz. | Open Subtitles | حسناً,اذا ذهبتي الأن,فقط الى المنزل ليس يكون هناك شيء ليقال |
Van Meegren hakkında söylenebilecek çok şey var ama şimdi ben buradaki fotoğrafta Nürenberg'teki sorgulanması gösterilen Göring'e dönmek istiyorum. | TED | وهناك الكثير ليقال عن "هان فان ميجيرين" ولكني أريد العودة إلى "هيرمان غورينغ" والذي يظهر في الصوة هنا أثناء التحقيق |
Eğer burada durup konuşursak, söyleyecek bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | لو وقفنا هنا نتحدث ، لن يكون هناك شئ ليقال |
söyleyecek önemli sözleri vardı ve başarısızlık korkusu gibi saçma bir şeyin yollarına çıkmasına izin vermediler. | Open Subtitles | لقد كان لديهم امرٌ مهم ليقال, ولم يدعوا امراَ سخيفاً كالخوف من الفشل. |
Benim söyleyecek bir şeyim kalmadı yalnız... | Open Subtitles | اعتقد انه لم يعد هناك شيىء ليقال الا |
Korkarım söyleyecek pek bir şey yok, Tom. | Open Subtitles | أخشى انه ليس هناك الكثير ليقال ، توم |
Ama yaptığı aramalardan sonra, söyleyecek hiçbir şeyi kalmadı. | Open Subtitles | ولكن بعد فترة لم يكن هناك أي شئ ليقال |
söyleyecek pek bir şey yok. O gitti. | Open Subtitles | ليس هنالك الكثير ليقال لقد رحلت |
Yoksa konu üzerine söylenecek başka bir şey var mı? | Open Subtitles | ام هناك المزيد ليقال عن هذا الموضوع؟ |
- söylenecek pek bir şey yok, sanırım. | Open Subtitles | لا اعتقد انه يوجد الكثير ليقال |
Babam derdi ki "söylenecek söz vardır" biriyle olmak ve "her zaman konuşmayı istemek." | Open Subtitles | أبي اعتاد أن يقول " هناك شيئا ما ليقال " أن تكون مع شخصا ما ولا تشعر بـ |
- söylenecek pek bir şey yok. - Onu korumana gerek yok. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير ليقال لست بحاجة لحمايته |
söylenecek pek fazla bir şey yok. | Open Subtitles | لايوجد الكثير ليقال |
Anlatacak bir şey yok Bay Silvio. | Open Subtitles | ليس هنالك الكثير ليقال يا سيَد سلفيو |
Anlatacak fazla bir şey yok bebeğim. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير ليقال يا صغيرتي |
Bu soruyla ilgili söylenebilecek çok şey var. Öncelikle, Web'i çevirmek. | TED | هناك الكثير ليقال حول هذا السؤال . اولا,ترجمة مواقع الانترنت |
Yola gelmek için söylenebilecek bir şeyler vardır belki. | Open Subtitles | أتعرف، قد يكون شيئًا ليقال .من أجل تهدأ الأعصاب |
Tamam, psikopat kleptomanın biri ama bu durumu uygun hale getirmek için çok şey söylenebilir. | Open Subtitles | صحيح انها مصابة بهوس السرقة ولكن هنالك الكثير ليقال في الوقت المناسب |