| Senin halkından biri seni öldürmeye çalıştı Lexa, benim halkımdan değil. | Open Subtitles | واحد من قومك يحاول قتلك .يا (ليكسا) وليس أحد من قومي |
| Lexa'nın askerleri birazdan gelecektir. Tüm silahlar ve telsizler, araçta kalacak. | Open Subtitles | نحراس (ليكسا) سيكونون هنا قريباً كل الأسلحة والمذياعات تظل في السيارة |
| Hayır Abby. Lexa ölürse koalisyon bozulur ve o durumda savaştan kaçmamız imkansız. | Open Subtitles | كلا يا (آبي)، إن سقطت (ليكسا)، سيتفكك التحالف، ومحال أن نتجنب تلك الحرب |
| - Çok sürmeyecek. Yakında özgür kalacak ve Lexa ölecek. | Open Subtitles | لن يدوم ذلك طويلًا، قريبًا سيكون حرًّا، وستكون (ليكسا) ميّتة |
| Lexa'nın konseyde aldığı her can için sırtında bir dövme vardı. | Open Subtitles | لدى (ليكسا) علامات على ظهرها لكل حياة زهقتها في اجتماعها السري، |
| - Lexa, lütfen... | Open Subtitles | (أرجوكِ يا (ليكسا - .. (أخبريني يا (كلارك - |
| Dün Lexa'yı öldürmemi istedin. Zehirlemeye çalıştıysan bilmem gerek. | Open Subtitles | ،أردتني أن أقتل (ليكسا) بالأمس ولو حاولت تسميمها، أريد أن أعرف |
| Ne hissettiğini biliyorum. Sanki acı hiç dinmeyecekmiş gibi ama Lexa yanılıyor. | Open Subtitles | أعرف شعورك ولكن الألم لن يزول أبداً، (ليكسا) مخطئة |
| Lexa dinlemelerini söyledi. | Open Subtitles | ليكسا أمرتهم بذلك |
| Lexa ve 12 yerli kılan lideri harekete geçmek için beni bekliyor. | Open Subtitles | حيث (ليكسا) و زعماء الإثنى عشر عشيرةً يـنتظرونني لأخبرهم مالـخطوة الـتالية |
| Ve Lexa'yla ortadan kaybolup birden çıkageldiniz. | Open Subtitles | وبعدها أنت و(ليكسا) إختفيتم وصادف أن نجوتم فحسب. |
| Ben ikiyüzlü olabilirim Lexa ama sen de yalancısın. | Open Subtitles | لـربما أكون منافقةً , لـكنك كاذبةٌ يا (ليكسا). |
| Lexa iyi bir önder çünkü acımasız biri. | Open Subtitles | إن (ليكسا) قائدةٌ عظيمة لأنها بدون رحمه. |
| Buz Ulusu'nun bu saldırısı Lexa'yaydı, bize değildi. | Open Subtitles | هجوم أمة الثلج هذا كان ضد (ليكسا) وليس نحن |
| Lexa'ya, bıçağı verenin sen olduğunu o yüzden söylemedim. | Open Subtitles | لهذا لم أخبر (ليكسا) بأنك أعطيتني السكين |
| Lexa'ya mesaj yollamak için seni şimdilik öldürmüyorum. | Open Subtitles | إنّي أدعك تعيشين مؤقتًا لبعث رسالة لـ(ليكسا). |
| Buz Ulusu, Lexa'nın yapacak iradesi olmadığı şeyi yaptı. | Open Subtitles | فعلت أمّة الثلج ما كانت (ليكسا) ضعيفة جدًا لتفعله |
| Arkadya'nın durumunu düzeltmesi lazım yoksa Lexa ve On İki Kabile bizi yer yüzünden silecek. | Open Subtitles | على (آركاديا) تصحيح الأمور، وإلاّ سيقضي العشائر الاثنى عشر و(ليكسا) علينا |
| Sonra bizi Weather Dağı'nda ölüme terk eden Lexa'yla anlaşma yaptın ve bize yardım eden herkesi öldürmek zorunda bıraktırdın. | Open Subtitles | ثم أجريت إتفاقاً مع (ليكسا) التي تركتنا في (ماونت ويذر) لنموت وأجبرتنا على قتل كل من ساعدنا |
| Sence Lexa Gök Halkının bir dünyalı köyünü daha katlettiğini öğrenirse ne olacak? | Open Subtitles | - ماذا برأيك سيحدث لمّا تعرف ليكسا) أن قوم السماء قتلوا سكان قرية أرضيين أخرى؟ ) |