Clark, Lana'nın tekrar Lex'le konuşmaya başlamasının tek sebebi gemi hakkında daha fazla sey öğrenmek istemesi. | Open Subtitles | كلارك، الأمر الوحيد الذي جعل لانا تتحدث مع ليكس هو أن تعرف أكثر حول موضوع السفينة الفضائية |
Ve Lex "cik de onun nerede olduğunu bilen tek kişi. | Open Subtitles | ليكس هو الوحيد الذى يعرف مكانه |
Dahası da var. Nicodemus Günlüğü' nü Doktor Hamilton almamış. Lex almış. | Open Subtitles | انتظر، هناك المزيد لم يستعير (هاملتون) مذكرات (نيكوديموس)، (ليكس) هو من فعل |
Lex, söylediğinin tek kelimesini bile anlamıyor. | Open Subtitles | ليكس هو لا يفهم ولا كلمة مما تقوله |
Şimdiye kadar hep, Lex'in onu evlenmeye zorladığını düşünmüştüm, ama artık zorladığını düşünmüyorum. | Open Subtitles | طيلة الوقت وأنا أظن أن ليكس هو ...من أجبرها على الزواج به والآن أعتقد أنه لم يفعل |
Lex'in bende gördüğü güçlü biri olmamdı. Onun kontrol edemeyeceği biri. | Open Subtitles | ما رآه في (ليكس) هو نظيراً له، لا يستطيع التحكم به. |
Bu sefer Lex haklı. | Open Subtitles | لمرة واحدة، ليكس هو الصحيح. |
Lex dışında hiç kimse bana oradaymışım gibi davranmaz. | Open Subtitles | انظر، (ليكس) هو الشخص الوحيد الذي عاملني على أني موجودة |
Lana, Lex'in senin için doğru adam olup olmadığını bilmiyorum. | Open Subtitles | (لانا)، لا أعرف إذا كان (ليكس) هو الرجل المناسب لك أم لا |
Eğer bunun arkasındaki Lex ise bunu destekleyebilecek bir şey? | Open Subtitles | شيء قد يساعدنا على اكتشاف أن (ليكس) هو الفاعل؟ |
Lex'in 8 yıl önce köprüde kurtardığın adam olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أن (ليكس) هو نفس الرجل الذي أنقذته قبل 8 سنوات على الجسر؟ |
Lex bu gücü geri almaya çalışınca da Superman dünyayı Lex'in kötü olduğuna inandırdı. | Open Subtitles | وعندما حاول (ليكس) استرداد تلك القوة أقنع (سوبر مان) العالَم أن (ليكس) هو الشرير |
Chloe, Peki ya beden Lex ise? | Open Subtitles | (كلوي)، ماذا لو أن (ليكس) هو الوعاء ؟ |
Lex, bunu durdurabilecek tek kişi. | Open Subtitles | ليكس) هو الوحيد الذي يستطيع توقيفه) |
Dur tahmin edeyim, bu işin arkasında Lex'in olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | دعني أحزر تظن أن (ليكس) هو السبب |
Eğer Lex'in yalan söylediğini kanıtlamak istiyorsan bana doğruyu söyle. | Open Subtitles | لو كنت تريدين حقا أن تثبتي ...أن (ليكس) هو من يكذب فأخبريني بالحقيقة فحسب |
Diğer bir değişle tek davetli Lex. | Open Subtitles | بعبارة أخرى ليكس) هو المدعو الوحيد) |
Zod'un bedeni Lex. | Open Subtitles | (ليكس) هو وعاء (زود) |
Lex artık ölü bir adam. | Open Subtitles | (ليكس) هو رجل ميت |
Lex, senin yazmanı istedi. | Open Subtitles | ليكس) هو من طلبك) |