Her şekilde istediğin oldu çünkü şu an Leekie ile buluşmak üzereyim. | Open Subtitles | حسناً، بأي طريقة، إعثري على ما أردتيه (لأني على وشك مقابلة (ليكي. |
Dr. Leekie farklı düşünenler kişilerden çok hoşlanır. | Open Subtitles | أجل، د. (ليكي) يجذب شتى أنواع المفكرين للحضور.تعالي. |
Şu gelecek bilimci Dr. Aldous Leekie'yi biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفي ذلك العالم المستقبلي، د. (ألدوس ليكي)؟ |
Ama Marion ve Foddy Leckie sekiz çocuk istememişti. Öyle mi? | Open Subtitles | حسناً ماريون و فودي ليكي لم يريدا 8 أولاد |
Louise Leakey dün anlattı, biz evrim ağacının bu dalına hayatta kalan tek grubuz. | TED | لويس ليكي تحدث بالأمس عن كيف أننا الوحيدين في هذا الفرع الأيسر |
Delphine ile Leekie'nin Neoevrim konferanslarından birine gittim. | Open Subtitles | (أنا ذاهبة مع (ديلفين إلى إحدى محاضرات د. (ليكي) عن الـ"نيولوشن" |
Dr. Leekie ile çalışmak hayatının fırsatı olabilir. | Open Subtitles | العمل مع د. (ليكي) ربما يكون فرصة العمر. |
Gelecek bilimci Dr. Aldous Leekie'yi tanıyor musun? | Open Subtitles | أتعرفي هذا العالم المستقبلي، د. (ألدوس ليكي)؟ |
Dyad Enstitüsü ile ilgili bir şeyler okuyordum ve Dr. Leekie'nin gen aktarımlı organ nakliyle ilgili bir bölümü olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | (لقد أقرأ بعمق عن معهد (دياد وأتعرفي أن د. (ليكي) قام ببناء قسم قسم لزراعة الأعضاء المعدلة وراثياً؟ |
- Bu Olivier'in benim Beth olmadığımı nasıl anladığını açıklar ama Leekie'nin adımı nereden bildiğini açıklamaz. | Open Subtitles | (حسناً، ذلك يفسر كيف عرف (أوليفيير) أني لست (بيث لكن ذلك لا يفسر كيف يعرف (ليكي) إسمي. |
O kızları tanıdığımı Leekie'ye söylemişsin! | Open Subtitles | لقد أخبرتِ (ليكي) بأني أعرف تلك الفتيات! |
Ne yapmayı planlıyorsun onu Leekie'ye vermeyi mi? | Open Subtitles | ما الذي تخططين لفعله، تسليمها لدكتور (ليكي)؟ |
Ama artık nerede olduğunu biliyoruz, Leekie'ye verelim onu işte. | Open Subtitles | لكن الآن أنتِ تعلمين مكانها، سلميها لـ(ليكي) فحسب. |
Leekie ile ortak olacağız ve Kira'dan haberi olacak öyle mi? | Open Subtitles | (وماذا بعد؟ بعد ذلك نكون شركاء لـ(ليكي (ثم بعد ذلك يعرف بأمر (كيرا. |
Helena'yı Leekie'ye vermek üzereyim. | Open Subtitles | أنا على وشك تسليم (هيلينا) لدكتور (ليكي). |
Onun söylediklerini iyice dinle yoksa seni bagaja koyar doğruca Leekie'ye teslim ederim. | Open Subtitles | لتنصتي لما عليها قوله، وإلا سأضعك مرة أخرى في صندوق (السيارة وآخذك مباشرةً إلى (ليكي. |
Yüzbaşım, işemeye gitmiştim. Leckie yerime bakıyordu. | Open Subtitles | أيها الملازم، لقد ذهبت إلى المرحاض، ليكي كان يحرس عني |
Bu, Dedektif Başçavuş Nathan Leckie ile Joshua Daniel Cody arasında geçen görüşmenin kaydıdır. | Open Subtitles | هذا تسجيل لمقابلة بين التحري الرقيب أول (ناثان ليكي) و(جوشوا دانيال كودي). |
Bilmenizi isterim ki, size kin tutmuyorum Bay Leckie. | Open Subtitles | أريدك فقط أن تعرف أنّي لا أحمل تجاهك أيّة ضغينة، سيد (ليكي). |
Baban muhteşem antropolog Louis Leakey ile çalışmıştı. | Open Subtitles | أبوك عمل مع لويز ليكي عالمة الإنسانيات العظيمة |
Demek istediğim, veri olarak Leakey'nin tarihleri kabul edilirdi. | Open Subtitles | أعني، كنّا نسلّم بتواريخ ليكي. |
Liki Tiki Lounge denen yerden aldım ve Kahala'daki eve bıraktım. | Open Subtitles | أوصلتها بالسيارة إلي لمكان يدعي صالة (ليكي تيكي) -و تركتها بمنزل في (كهالا ) |
Leeke Leke adasında yaşayan tek insan. | Open Subtitles | الساكن الوحيد لجزيرة ليكي ليكي هذه. الساكن البشري الوحيد. |