Evren, beni yapacağım hatalardan korumak için önüme engeller mi koyuyordu? | Open Subtitles | هل كان الكون يرمي العراقيل في طريقي ليمنعني من إرتكاب خطأ؟ |
"Yüzünü görmemi engellemek için gölgelerin içinde durdu." | Open Subtitles | إنه يقيم في الظلال ليمنعني أن أنظر لوجهه بوضوح |
Düşünsene, başkasını sevmemem için bu kadar ileriye gitmiş olması aslında gurur okşatıcı bir şey. | Open Subtitles | ولكن عندما أفكر في الأمر .. أجدني أشعر بالإطراء حقاً لأنه وصل لهذه الدرجة فقط ليمنعني من مواعدة شخص آخر |
Sonrada arabamı çaldı ve polisi aramamam için Claudia'yı kaçırdı. | Open Subtitles | ثم سرق سيارتي واختطف كلوديا ليمنعني من طلب الشرطة |
Eğer tuzaksa, gerçekten daha hızlı olsak iyi olacak benim yakalanmam ve senin kafanın uçmaması için hızlı olmalıyız. | Open Subtitles | لو كان ذلك فخاً يجب أن يكون فخاً سريعـاً جداً ليمنعني من العودة إلى هنا ودق رقبتك |
Buraya gelmemem için elinden geleni yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل كل شيء ليمنعني من المجيء |
Will seni aramam için her şeyi yapmıştı. | Open Subtitles | لقد فعل (ويل) كل ما بوسعه ليمنعني من الاتصال بكِ |
Lyle bu sayfaları benden, ne yaptığını öğrenmemem için çalmış. | Open Subtitles | (لايل) سرق هذه ليمنعني من معرفة ما فعله |