Çocuklarının başarılı olabilmesi için bir aileye neyi değiştirmeleri gerektiğini söylemek bilim insanlarını patronluk taslıyormuş gibi gösterebilir. | TED | وفي بعض الحالات، يمكن أن يبدو كنوع من التعالي أن يتدخل العلماء ويقولوا للعائلة ما يحتاجوا أن يغيروه لينجح طفلهم. |
başarılı bir saldırı için üç şartın oluşması gereklidir. | Open Subtitles | كان هناك ثلاثة عوامل يجب إنجاحها لينجح الأنزال |
- İşe yaraması bir mucize olur. - Noel vakti. | Open Subtitles | سيتطلّبُ الأمرُ مُعجِزةً لينجح هذا الأمر إنّه عيد الميلاد المجيد. |
Bunun işe yaraması için bariyerin kapaklarını tam olarak 9.15'te açmalıyız. | Open Subtitles | لينجح الأمر ,يجب فتح البوابات تمام الساعة 9: 15 صباحا |
Her şeye rağmen yürümesi için yapabileceğim her şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت كل ما بوسعي لينجح الأمر و تجاهل هو كل هذا هل فكرتي يوماً أنه انجرح عندما تركتيه قبل هذا؟ |
Her şeye rağmen yürümesi için yapabileceğim her şeyi yaptım. Ve o bir kenara itti. | Open Subtitles | فعلت كل ما بوسعي لينجح الأمر و تجاهل هو كل هذا |
İkimizin arasındaki ilişki asla yürümezdi. | Open Subtitles | , أنا و أنت لم يكن لينجح الأمر بيننا |
- Ne desem işe yaramazdı. | Open Subtitles | رأيت ما كنت تواجه ولم يكن لينجح |
Tatlım, farklı koşullarda bu işe yarayabilirdi. | Open Subtitles | عزيزتي ، في ظروف أخرى كان هذا لينجح |
Niye, perdenin açılmasına artık beş saat kala, bu şovun başarılı olması için dünyanın gördüğü en iyi oyunculuk koçuna ihtiyacı var. | Open Subtitles | الستارة ستُرفع في ظرف 5 ساعات، يستلزم أفضل مدرّب في العالم لينجح عرضه |
başarılı olmak için her şeyi yapardı. Buna oğlunu terk etmek de dahil. | Open Subtitles | كان على استعداد لفعل أي شيئ لينجح وهذا يتضمن تركه لإبنه |
Bu arada, mıknatıs olayının işe yaraması için de, bu tren enkazı gibi zımbırtıdan kurtulman gerek. | Open Subtitles | وبالمناسبة، لينجح أمر المغناطيس سأحتاجك لتفادي حطام القطار هذا |
Törenin işe yaraması için kurbanın kanının saf olması şart. | Open Subtitles | لينجح هذا الأمر الدماء يجب أن تكون نقية |
Bu işin yürümesi için herkesin işbirliği ve güvenini istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، لينجح هذا، سأحتاج لتعاون الجميع وثقتهن. |
Bu işin yürümesi için herkesi zanlı olarak görmeliyiz. Lütfen izin verin de işimizi yapalım. | Open Subtitles | إسمعا، لينجح عملنا علينا معاملة الجميع كمشتبه بهن، لذا دعانا نفعل هذا رجاءاً. |
Hiçbir şekilde yürümezdi zaten. | Open Subtitles | لم يكن لينجح هذا أبدًا, بيني وبينك. |
Uzun vadede bu iş yürümezdi. | Open Subtitles | ما كان الأمر لينجح على المدى البعيد |
- Zaten işe yaramazdı. - Neden? | Open Subtitles | لم يكن ذلك لينجح بأية حال - لمَ لا ؟ |
Telefonunu yakmasaydım işe yarayabilirdi. - Ne oluyor? | Open Subtitles | وهذا كان لينجح لو لمْ أحرق هاتفه |