Gözlerini sil ve yarın için hazırladığım dana yahniyi getir. | Open Subtitles | جففي عينيكِ، وإجلبي يخنة لحم البقر التي أعددتها ليوم غدٍ |
Ama size memnuniyetle yarın için bir görüşme ayarlarım. | Open Subtitles | ولكن سأكون سعيدة لتجهيز مُقابلة ليوم غدٍ. |
Benden istediğin gibi yarın için güzel kalçalı bir sürü fahişe ayarladım. | Open Subtitles | لدّي مجموعة من الساقطات الجميلات جاهزات ليوم غدٍ كما أمرت |
Sadece yarın için Lynch evraklarını unutmamanı istemiştim. | Open Subtitles | أنا فقط أردت أَنْ أذكرك إذا كنت نسيت أن تفحص أوراق "لنتش" ليوم غدٍ. |
İlgilenmediğini biliyorum ama Duke bana Yarınki Sonics maçı için 2 bilet göndermiş. | Open Subtitles | Fras، أَعْرفُ بأنّه لَيسَ شيئَكَ، لكن الدوقَ أرسلَني تذاكرَ لعبة Sonics ليوم غدٍ. |
yarın için randevusu var. | Open Subtitles | الحقّ. عِنْدَها تعيينُ ليوم غدٍ. |
yarın için şu güncel yaprakları harmanlıyorum. | Open Subtitles | أنا ' m يُرتّبُ تجديدَ kA شراشف ليوم غدٍ : |
Cinayetten bir gün önce de varmış bir tane. Bir tane de yarın için... | Open Subtitles | قبل يوم من مقتلها، والآخر محدد ليوم غدٍ |
- Sadece yarın için bir takım notlar. | Open Subtitles | -فقط بعض المُلاحظات ليوم غدٍ |
- O yarın için. | Open Subtitles | - نعم، ذلك ليوم غدٍ. |
Yarınki kıyafetiniz, efendim. | Open Subtitles | . معطفك المتمرد ليوم غدٍ ، ياسيدي |