biraz daha su dökeyim. | Open Subtitles | سوف يكون لي أكثر من ذلك بقليل الماء على. |
Her ne kadar bana daha fazla yemek pişirmeni ve daha normal erkek arkadaşlar edinip, biraz daha normal yaşamanı istesem de ben de seni her zaman sevdim. | Open Subtitles | و أنا أحبك و أتمنى أن تطبخيـن لي أكثر و أن تكوني طبيعية مع صديق طبيعي |
Güzel bir yiyecek, güzel bir kadın ve son model arabalardan sonra bana en çok mutluluk veren şaraptır. | Open Subtitles | أتعلمين، بالاضافةللطعامالرائع، النساءالجميلاتوالسياراتالكلاسيكية، النبيذ هو مايجلب السعادة لي أكثر |
Birdenbire anladım ki benim için tek bir kişi, Nobel Ödülü'nden bile daha önemliydi. | Open Subtitles | أدركت إن شخصاً مهماً لي أكثر من جائزة نوبل |
Böylece bana daha başka saçmalıklarını da mı yutturmaya çalışsın? | Open Subtitles | حتى أنها يمكن أن تبيع لي أكثر من هراء لها؟ |
Onlardan ziyade bana aitler. | Open Subtitles | كانت تنتمي لي أكثر منهم |
Bunu düşünmek zor, herkesten çok benim için, ama sen bunun için hazır olmadığına göre, önümüzdeki bir kaç yıl şef onlardan biri olacak. | Open Subtitles | , و يصعب تخيل لي أكثر من أيّ شخص , لكن بما . . أنكِ لستِ مستعدة للحصول على تلك الوظيفة |
Mankeni biraz daha bana çevirebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكن أن يتحول في الجسم الى لي أكثر من ذلك بقليل؟ |
Bana biraz daha ihtimam göstermene ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريدك أن تنتبهي لي أكثر من هذا |
- ...biraz daha açiklayabilirsin. - Bos ver gitsin, ise yaramaz. | Open Subtitles | أن تشرح الأمر لي أكثر - تباً لذلك, فلا فائدة منه - |
biraz daha iyi kazansam daha sevimli olurdum. | Open Subtitles | اذا دفعوا لي أكثر سأكون أكثر لطفاً |
Peşinden gittiğimiz adam hakkında biraz daha bigi ver. | Open Subtitles | فلتقل لي أكثر عن الشخص الذي نلاحقه |
Ve Walden bana en ihtiyaç duyduğu zamanda hep yanında olacağım. | Open Subtitles | وأنا دائما هناك لوالدن كلما احتاج لي أكثر. |
Ve bana en harikulade, muhteşem şeyleri söyledi. | Open Subtitles | وقالت لي أكثر الاشياء روعة وفظاعة |
Şimdi bana en gizemli bakışını göster. | Open Subtitles | والآن أظهر لي أكثر ملامحك غموضًا. |
Bok ve kurtcuklardan yapılmış olsan bile daha fazla itici gelmezdin. | Open Subtitles | ماذا عن هذا؟ أنت لا تستطيع صد لي أكثر إذا كنت كانت مصنوعة من القرف والديدان! |
Boş kağıt bile daha anlamlı olurdu. | Open Subtitles | صفحةٌ فارغةٌ كانت لتعني لي أكثر |
Siz benim için kendi annemden bile daha iyi bir anne oldunuz. | Open Subtitles | ولكنك كنت أم لي أكثر من أمي الحقيقية |
Ve bana daha şaşırtıcı gelen bir başka gerçeği öğrendim. Neredeyse 42, 43 yaşından önce hiç öğrenmemiş olduğum bir şey. | TED | و اكتشفت حقيقة أخرى، والتي كانت بالنسبة لي أكثر غرابة على الأغلب من الحقيقة التي لم أعرف عنها من قبل في عمر 42 و 43. |
Ve belki de benim bu değişimim, beni kısıtlamaya çalışıp üstüme gölgeler fırlatan kişilere nazaran, bana daha fazla kapı açmamı sağlayan kişilere maruz kaldığım için olmuştur. | TED | وربما حصل هذا التغيير بسبب التقائي بناس قد فتحوا أبوابا لي أكثر من الذين وضعوا غطي و ظلالا من فوقي |
Onlardan ziyade bana aitler. | Open Subtitles | كانت تنتمي لي أكثر منهم |
Ondan çok benim için olmuyor mu hediye? | Open Subtitles | و لكن أليست الملابس التحتية هدية لي أكثر من كونها هدية لها؟ |