Bir zamanlar bana bir şey demiştin. Benimle evleneceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت لي شيئاً من قبل لقد أخبرتني أنك ستتزوجني |
Başkalarıyla konuşurken göz temasında bulunmalısın. Bunu dene. Hadi bana bir şey söylemeyi dene. | Open Subtitles | عندما تتحدث مع أحدهم عليك أن تنظر بعينيه حاول أن تقول لي شيئاً ما |
Bu savaşa katılırsak ve bana bir şey olursa senin gibi tatlı birinin beni iyileştireceğini bilmek içimi rahatlatıyor. | Open Subtitles | إذا ذهبت إلى الحرب وحدث لي شيئاً فلا تعلمين كما أنا سعيد لأجد ممرضة لطيفة مثلك |
Bana bir şeyler açıklamaya çabalıyordu: Maddeyi soğutmak için lazerleri kullanan güzel bir deney. | TED | والذي صعب عليه أن يشرح لي شيئاً: تجربة جميلة استخدم بها الليزر لتهدئة الأجواء |
Ne yapmamız gerekebileceğini söyleme. Bana hiçbir şey söyleme! | Open Subtitles | لا تخبريني ما يجب أن نفعل لا تقولي لي شيئاً أبدًا |
Sanırım bir yolunu buldum. benim için bir şey yakmanı isteyeceğim. | Open Subtitles | أظنني بالواقع عرفت طريقة تسليحه لكن سأحتاجك أن تجلب لي شيئاً |
Hey, eve gir... ve bunu sarmak için bana birşey getir. | Open Subtitles | هي , اذهب إلى البيت وإجلب لي شيئاً لأطوي هذه عليه |
Bu savaşa katılırsak ve bana bir şey olursa senin gibi tatlı birinin beni iyileştireceğini bilmek içimi rahatlatıyor. | Open Subtitles | إذا ذهبت إلى الحرب وحدث لي شيئاً فلا تعلمين كما أنا سعيد لأجد ممرضة لطيفة مثلك |
Dövmenin bir resmini gönderdim ona. Ve o da bana bir şey gönderdi. | Open Subtitles | أرسلت له صورة الوشم و أرسل لي شيئاً في المقابل |
Benim, kızlarına bakmam gerek. Merak etme, bana bir şey yapamazlar. | Open Subtitles | . سأهتم بأطفالها . لاتقلق , لن يفعلوا لي شيئاً |
Lem ve Phil bana bir şey getirecekler... oyunla alakalı bir şey değil. | Open Subtitles | ليم و فيل يُحضرون لي شيئاً ليس له علاقة باللعبة |
Annem öldüğünde, bana bir şey bırakmıştı ve annemle babam neredeyse 60 yıldır beraberdiler. | Open Subtitles | عندما توفيت أمي، تركت لي شيئاً وأمي وأبي كانا معاً لحوالي 60 عاماً |
Düşündüm de belki bana bir şey almışsındır. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أنك ربما تكون قد أحضرت لي شيئاً. |
Peki, bana bir şey alma. Doğum günüm değilmiş gibi davran. | Open Subtitles | حسناً، لا تحضري لي شيئاً تظاهري بأنه ليس عيد ميلادي |
Bana bir şeyler anlatmaya çalışıyorsun. Ne demek istiyorsun? | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تحاول أن تقول لي شيئاً ما هو؟ |
Belki beynim Bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | ربما كان عقلي فقط يحاول أن يقول لي شيئاً |
Tekrar söylüyorum, bunu o nihai ses tonunda söylemiş olman Bana hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | قولكِ لذلك بهذه الطريقة الحاسمة لا يعني بأن ذلك يعني لي شيئاً |
Önce benim için bir şey yapman lâzım. | Open Subtitles | ليس بهذه السرعة أولاً أنا بحاجة لك لتفعل لي شيئاً |
Ama bana birşey getirdiğini umuyorum. | Open Subtitles | ولكن من ناحية أخرى أعتقد بأنك جلبت لي شيئاً ما. |
Ama senin için yaptıklarım bana bir şeyi kanıtladı. | Open Subtitles | ولكن ما فعلته لأجلك أثبت لي شيئاً أخر |
Biliyorum "Büyük hediye yok dedik ama, fakat yine de sevgililer günü için bana birşeyler almanı ummuştum. | Open Subtitles | أعلم أننا اتفقنا ألا نحضر هدايا كبيرة لكن كنت أتمنى أن تحضر لي شيئاً بعيد الحب |
Doğum günleri benim için hiçbir şey ifade etmezdi. | Open Subtitles | أعياد الميلاد لم تكن تعني لي شيئاً قبلاً |
Sen benim için birşey yapmadın, ama ben sana birşey getirdim. | Open Subtitles | لم تحضري لي شيئاً ، ولكنّني أحضرت لكِ شيئاً في المقابل |
-Beni yanınıza almalısınız. -Neden benim için hiçbir öneminiz yok. | Open Subtitles | يجب أن تأخذني معك- لماذا , لا تعنين لي شيئاً |