Sen işleri karıştırmaya devam edersen bu asla olmayacak. | Open Subtitles | وهذا لَنْ يَحْدثَ حتى تَتوقّفُ عن العبث بأعمالهم؟ |
- Baba, bu asla olmayacak. | Open Subtitles | - أَبّ، الذي لَنْ يَحْدثَ. - شكراً لكم. |
Bir daha asla olmayacak dediğinde bil ki yalan söylüyor. | Open Subtitles | lt لَنْ يَتوقّفَ مالم تُريدُه أَنْ يَتوقّفَ، إلي. أنت يَجِبُ أَنْ تَعْرفَ بأنّه يَكْذبُ عندما يَعِدُ بأنّه لَنْ يَحْدثَ ثانيةً. |
Uzun zaman önce burada olanlardan utanıyorum ve benim krallığımda bunların olmayacağına sizi temin ederim. | Open Subtitles | أنا خجلان مِنْ الذي حَدثَ هنا خلال السنوات الماضية وأُطمئنُك هذا لَنْ يَحْدثَ ثانيةً في مملكتِي |
Nasıl adlandırdığın önemli değil, gerçekleşmeyecek. | Open Subtitles | هذا لا يهم هو لَنْ يَحْدثَ. |
Böyle bir şeyi kolladığını biliyorum ama öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك تُطلقُ وضعية فرشاةِ الأسنان وهو لَنْ يَحْدثَ |
Hayır, bu asla olmayacak. | Open Subtitles | لا، ذلك لَنْ يَحْدثَ |
Efendim, bir daha asla olmayacak. | Open Subtitles | سيدي، هذا لَنْ يَحْدثَ ثانيةً |
- Bir daha asla olmayacak. | Open Subtitles | - يا، هو لَنْ يَحْدثَ ثانيةً. |
Ben, bir daha olmayacağına dair söz istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُه أَنْ يَعدَ... بأنّه لَنْ يَحْدثَ ثانيةً. |
Bir daha olmayacağına söz veririm. | Open Subtitles | أُقسمُ، هو لَنْ يَحْدثَ ثانيةً. |
Öyle bir şey olmayacak! | Open Subtitles | هو لَنْ يَحْدثَ. |
Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | حَسناً، هو لَنْ يَحْدثَ. |