ويكيبيديا

    "لَيسَت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • değil
        
    • değildi
        
    Bu sadece saçma bir dava değil. Vahşiliği durdurmaya çalışıyorum. Open Subtitles لَيسَت هذه مُجرَّد قضية طائِشَة أنا أُحاولُ أن أوقفَ الوَحشية
    Bu doğru değil. Dorwell serisini başından beri beğendiğimi biliyorsun. Open Subtitles ببساطة لَيسَت حقيقيَ.تَعْرفُي جيداً أنا أحببتُ سلسلة دورويل من البداية.
    Saat daha 10.00 bile değil ve iki insan bana kızdı bile. Open Subtitles انها لَيسَت حتى 10: 00 صباحاً ولدي حتى الان شخصان مستائان مني
    İlk başta kahraman olmak istemiştik, fakat öldürmek kolay bir şey değil. Open Subtitles في باديء الأمر أردنَا ان نَكُونَ أبطالَ، لكن القتل لَيسَت بسهلَ.
    O yağmurlu bahar akşamında olduğu kadar güçlü ve caydırıcı değildi. Open Subtitles لَيسَت مقنعَة وقويَة جداً كما كانَت في الليل الممطر و الربيع.
    Felix bu gerçek Beyaz Saray değil, ve o da başkan değil. Open Subtitles فيليكس، هذا لَيسَت البيت الأبيضَ الحقيقيَ، وهذا لَيسَت الرئيسَ.
    Büyük ihtimalle o küçük çocuğu öldüren de o değil. Open Subtitles ومن المحتمل لَيسَت بالقرشَ الذي قَتلَ الولدَ الصَغيرَ.
    Sualtı tünellerimiz sadece eğlenceli değil, bilgilendiricidir de. Open Subtitles أنفاقنا تحت الماء لَيسَت فقط للمرحَ، لكنها غنية بالمعلومات المفيدة
    Kötü bir adam değil, tüm kaçaklar gibi melankoliye eğilimli. Open Subtitles انة لَيسَت بشاب سيئ، مع ذلك مثل كُلّ الهاربون، عرضة للكآبةِ.
    Çok geciktiniz. Bu bir görev. Kıyafet balosu değil. Open Subtitles هذه مهمّة، و لَيسَت حفلة للملابس التنكرية.
    - Evet, aslında hayır, benim değil. - Gidelim. Open Subtitles نعم، حَسناً، لا، إنها لَيسَت سيارتَي دعينا نَذْهبُ
    Yüzbaşı Harris, duymak istediğim bu değil. Open Subtitles هذا لَيسَت الذي أُريدُ ان اسَمْعة، نّقيب هاريس.
    Palyaçoyu değil ama palyaçonun arkasında ne olduğunu gördü. Open Subtitles لَيسَت المهرّجَ. لَكنَّه رَأى الذي كَانَ وراء المهرّجَ.
    Polis bütçesini suçlularla savaşa ayırıyoruz konuklarımıza değil. Open Subtitles حَسناً، نَصْرفُ ميزانية شرطتَنا على محاربة المجرمين . و لَيسَت على تَدليل الزوّارِ مِنْ خارج البلدةِ.
    Geri dönmek için gücün olmalı, olmak zorunda! Yeterli değil! Open Subtitles يَجِبُ أَنْ يكونَ لديك طاقه لَيسَت كافيَه
    Hayatta naif olduğun ilk konu değil. Open Subtitles أنها لَيسَت المره الأولي في حياتك لقد كنت ساذجاً بعض الشئ
    Aldatmaca değil. Reklam çalışması. Open Subtitles لَيسَت خدعة أنما عمل دعاية وإعلانِ مثير.
    O aileden bile değil. Belki değil. Open Subtitles انه حتى لَيسَت عائلةً حقيقيةً نعم جيّد لَرُبَّمَا لَيسَ
    Tatlım, Lily Los Angeles'da değil. Open Subtitles حَسناً ,حبيبتى. ليلى لَيسَت في لوس أنجلوس.
    herkes Tanrı yerine beni süzüyorsa bu benim problemim değil.hem siyah beni zayıf gösteriyor. yeşil ise seni şişman. Open Subtitles اذا كان كُلّ شخص كَانَ يُحدّقُ بى بدلاً مِن الاله فهذه لَيسَت مشكلتَي.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد