Genellikle öyleyimdir. Bu yüzden eski üç yastık hilesini kullanırım. | Open Subtitles | أنا عادة ما اكون لِهذا أَستعملُ خدعة الوسادةِ الثلاثية القديمةِ. |
Bu yüzden bir hata olmaması gerek. Bu nedenle buradasın. | Open Subtitles | بهذة الطريقة، نحن يُمْكِنُ أَنْ نَتفادى المشاكل لِهذا أنت هنا |
Bu yüzden senden kaçtım. Seni görmek ona acı veriyor. | Open Subtitles | لِهذا تهرب بعيداً عندما تَراك تَقُولُ بأن هذا الوجه يعذبــــها |
Bu yüzden bütün gün canım kafein çekti, ölüyorum sandım. | Open Subtitles | لِهذا أنا أَشتهي الكافايين طوال اليوم إعتقدتُ بأنّني كُنْتُ أَمُوتُ |
Bu yüzden, geçen sene Westminster'da o sürtük bizi geride bıraktı. | Open Subtitles | لِهذا تلك كلبةِ الصلصالِ تَقدّمتْ منّا السَنَة الماضية في ويست مينستر. |
Bu yüzden Allah, aşkını gösterebilsin diye ablanız Sana'yı bana yolladı. | Open Subtitles | لِهذا ، أرسلَ الله أختكَ سنا لي لكي تمطرْ حبَّها عليّ |
Bu yüzden krizi çözmek için ateş etmem gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | لِهذا شَعرتُ بأنّه كَانَ من الضروري أطلق النار لحَلّ الأزمةِ |
Bu yüzden babam vergiyi ödemek için yüksek faizle borçlandı. | Open Subtitles | لِهذا هو قام بِأقتراض مالً بِفائدة عالية لكي يدفع ضرائبه |
Evet. Bu yüzden sizi görmeye geldim. | Open Subtitles | نعم لِهذا أنا لم أَستطعُ أَنْ أَجيءَ لرُؤيتك |
Bu yüzden de askerlerimiz çok iyi savaşır. | Open Subtitles | لِهذا جنودنا يُمْكِنُ أَنْ يُحاربَوا بقوة |
Belki Bu yüzden artık evli değilsin. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا لِهذا أنت لَيسَ مُتَزَوّجَ أكثر. |
İşte Bu yüzden yatacak yer bulamıyorsun. | Open Subtitles | لِهذا السبب لا تستطيعين ايجاد مكان نأوي اليه طلبت سندويتش. |
Bu yüzden "Current Dünya Hizmetleri"nde hepimiz Tanrı yolunda çalışmayı ilk önceliğimiz edindik. | Open Subtitles | لِهذا كُلّ شخص هنا في الوزاراتِ العالميةِ الحاليةِ عمل عملُ اللّوردَ... أولويتنا الأولى. |
İşte Bu yüzden ağabeyimsin. | Open Subtitles | أوه، حَسناً، يَرى؟ لِهذا أنت الأَخَّ الأكبر سنّاً. |
Meksika'ya Bu yüzden gidiyorum. Dikenli iguanaları incelemeye. | Open Subtitles | لِهذا أَنا ذاهِب إلى المكسيك، لمُلاحَظَة الإيغوانا الشائكِ المُتَعَقّبِ. |
Tanrı Bu yüzden sedatifleri yarattı. | Open Subtitles | و ستصبح علي قائمة الاحياء لِهذا الله خلق البربتيوريت المنوم عزيزي |
Bu nedenle adamlara köy yakınlarında alçak atlayış talimi yaptırdım. | Open Subtitles | لِهذا كنت ادرب الرجالِ على القفز من إرتفاع منخفض قُرْب القُرى. |
o yüzden bunu imzalayacaksın, biz de adama istediğini ödeyebileceğiz. | Open Subtitles | لِهذا سَتُوقّعُ هذا، و سَنَدْفعُ لذلك الرجلِ الذي يُريدُة. |
Onun için mi şirket tarihindeki en genç ortak oldu? | Open Subtitles | لِهذا هو الأصغرُ عمرا كشريك رئيسي في تاريخ الشركة ؟ |
Bırak, Maggie hazırlasın. Onu Bunun için tuttuk. | Open Subtitles | . دعْي ماجي تعد الفطور . لِهذا استأجرناها |
İşte Bu nedenle paralarınızı göndermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | ذلك صحيحُ. لِهذا نَحتاجُ مالكَ يُرسلُه لذا. |
İşte, kütüphanede olmamın sebebi bu. Burada örnekler var. | Open Subtitles | لِهذا أنا مِنْ الضروري أَنْ أكُونَ هنافي المكتبةِ لأن لديهم معلمونُ |
Böyle ufak şeyleri farketmesinin nedeni bu. | Open Subtitles | لِهذا يُلاحظُ قليلاً أشياء كهذه. |