Bir yıl kadar önce şirketim, Afganistan'dan dönen askerlerle ilgili büyük bir tıbbi çalışmaya dahil oldu. | Open Subtitles | منذ حوالي سنة تقريبا مؤسستي شاركت في دراسة طبية كبيرة للجنود العائدين من أفغانستان |
şirketim büyük bir zincir oluşturuyor bu kasabayı da düşünüyorduk. | Open Subtitles | مؤسستي تُمثّلُ مخازن عملاقة هم يَضْمنونَ أرضَ خارج البلدةِ |
Tamam kabul ediyorum yalnız sen de benim Vakfım için bir çek yazmayı kabul etmiştin fakat daha elime geçmedi. | Open Subtitles | أعرف انني وافقت وأنت وافقت على أن تحرر شيكاً لصالح مؤسستي الخيرية والذي لم أحصل عليه بعد |
Arkadaşın, beni yanlış bilgilendirerek tesisime giriş yaptı. | Open Subtitles | لقد دخلت صديقتكِ إلى مؤسستي عن طريق إدعاءات كاذبة وخاطئة |
Harrison Wells evet, ama ilginçtir ki tesisim onu götürebilecegim en iyi yerdir. | Open Subtitles | (هاريسون ويلز)، والمثير للاهتمام بما يكفي، أن مؤسستي هي المكان الذي أود أخذه إليه |
Talebin için kurumumu kullanmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد إستخدام مؤسستي لإستعادة أمجادك؟ |
Onun avukatını dinledim, ...ve ona kendi şirketimde iş teklifinde bulundum. | Open Subtitles | ،لقد استمعتُ الى مستشارها القانوني وعرضت عليها وظيفة في مؤسستي |
Ama daha da fazlasını yapmalıyız. organizasyonumda yapmaya çalıştığımız şey insanların internet ortamında ve gerçek hayatta bağ kurmasını sağlamak. | TED | لكننا نحتاج القيام بالمزيد، وما نحاول فعله في مؤسستي هو تواصل الناس عبر الانترنت، وأيضًا تواصلهم بشكل شخصي. |
şirketim kötü niyetli faaliyet göstermez. | Open Subtitles | و مؤسستي لا تتعامل بسوء النيّة |
Ama bu benim şirketim ve bunu benden duymanı istedim. | Open Subtitles | لكنها مؤسستي وأردت منكِ سماع هذا مني |
şirketim, kitap desteğiyle ilgili bir yazı yayınladı zaten. | Open Subtitles | أصدرت مؤسستي بالفعل بياناً لدعم القضية. |
şirketim, kitap desteğiyle ilgili bir yazı yayınladı zaten. | Open Subtitles | أصدرت مؤسستي بالفعل بياناً لدعم الكتب |
Benim Mary J. Blige Vakfım Loch Ness canavarının* aramasının onuncu yılını kutluyor. | Open Subtitles | مؤسستي تحتفل بالذكرى العاشرة على البحث عن وحش اللوك نيس |
Vakfım, şehrin tarihi yapılarını koruma derneğinin vizyonunu izlemeyi esas almıştır. | Open Subtitles | مؤسستي تأيد المجتمع التاريخي المحافظ على المدينة |
Vakfım paranızı ödemiyor mu? | Open Subtitles | اليست مؤسستي تدفع لكم بسخاء أيها الناس؟ |
Çocukları ikinci tesisime götürün. | Open Subtitles | خذوا الأطفال الى مؤسستي الثانية |
Geçen gece tesisime giren kişi Harrison Wells'di. | Open Subtitles | الشخص الذي اقتحم مؤسستي ليلة أمس كان (هاريسون ويلز) |
Harrison Wells evet, ama ilginçtir ki tesisim onu götürebileceğim en iyi yerdir. | Open Subtitles | (هاريسون ويلز)، والمثير للاهتمام بما يكفي، أن مؤسستي هي المكان الذي أودّ أخذه إليه |
Sorun şu ki, bu davalar, benim kurumumu tehlike altına sokuyor. | Open Subtitles | المشكلة أن هذا يعرض مؤسستي للخطر |
Benim şirketimde herkes iyi vasıflara sahip olsa bile tedarikçi firmadakiler iyi olmadıktan sonra benim firmamın ulusal ve uluslararası pazarda rekabet gücü daha az olacaktır. | TED | وحتى لوكان الجميع في المؤسسة ذوي مهارات جيدة، فإن كان العاملون من ناحية المورد الذي يدعم مؤسستي لا يملكون المهارات الجيدة، فإن مؤسستي ستكون أقل قدرة على المنافسة ولن تتمكن من منافسة البقية على المستوى الوطني والدولي. |
Senin gibi birisi organizasyonumda ne işe yarardı ama. | Open Subtitles | سأستفيدُ جداً، من رجلٌ مثلكَ في مؤسستي |
Benim mekanımda kendine müşteri aramadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنك لا تتوسل في مؤسستي |
Şirketimin sizin firmanızı devralması için en savunmasız halinizi bulmasını istediniz. İşte burada. | Open Subtitles | سألت مؤسستي عن نقاط ضعفك للإستيلاء على الشركة |