Sakın içme. Sadece tesisat işi olana kadar geçici bir çözüm. | Open Subtitles | لا تبتلعه إنه مؤقت فقط حتى تنتهي المؤآمرة |
Adamı yanık ünitesine götürene kadar geçici bir önlem, | Open Subtitles | أي إجراء مؤقت فقط حتى نحن يُمْكِنُ أَنْ نَحْصلَ عليه إلى وحدة حرقِ |
Bu, sitemizin uygun olarak çalıştığını göstermek için uyguladığımız geçici bir çözüm. | Open Subtitles | هذا إجراء مؤقت فقط لتدعيم شرعية الموقع الإلكتروني |
-Yutmuyorsun. sadece geçici. Borular döşenene kadar. | Open Subtitles | لا تبتلعه إنه مؤقت فقط حتى تنتهي المؤآمرة |
Böylece ne kadar paylaşmanız gerektiğini bileceklerdi. Geleceğinizi yokolmasını istediniz ama sadece geçici olarak. | Open Subtitles | لذا كان عليهم معرفة مقدار ما كنت لتشاركه وأردت إخفاء مستقبلك، ولكن بشكلٍ مؤقت فقط. |
Burada iltica süresi sadece geçici süreliğine onaylanmıştı. | Open Subtitles | موقف لجوئه السياسي هنا مُنح بشكل مؤقت فقط |
Bunun geçici birşey olduğunu. | Open Subtitles | وانت هذا مؤقت فقط ؟ |
Şu an gerekli olan mali işbirliği geçici bir durum, meclisteki işine gelince senden daha iyi bir bölge yöneticisi bulamazdım. | Open Subtitles | في التعاون المالي رغم الضرورات مؤقت فقط كما خدمت كفي المجلس |
Duodenumu anevrizmadan kurtarana kadar geçici bir önlem bu. | Open Subtitles | إنه شيء مؤقت فقط حتى نتمكن من إبعاد الأنثي عشر عن أم الدم. |
Anne, geçici bir durum bu. Rekabet çok çekişmeli. - Aza razı oluyorsun. | Open Subtitles | أمي، هذا مؤقت فقط المنافسة شرسة في هذا الزمن. |
Umarım konuşana kadar cihaz geçici bir önlem alır. | Open Subtitles | آمل ان الجهاز مؤقت فقط حتى يبدأ بالتحدث من نفسه |
Ama bu pes ettiğim anlamına gelmiyor, geçici bir süre. | Open Subtitles | ولكن هذا ليس قبول أو ضعفُ مني إنه لأمرٌ مؤقت فقط |
Ama dikkatli ol, bu sadece geçici bir tedavi. | Open Subtitles | لا تجهد نفسك إن هذا أمرٌ مؤقت فقط |
Bilirsin, sadece sadece geçici. | Open Subtitles | أجل ، حسناً ، كما تعلمين إن هذا أمر مؤقت فقط |
- Çakmaktaşlar ve Moloztaşlar bir çatı altında. - Evet, fakat biliyorsun Fred sadece geçici olarak. | Open Subtitles | عائلة فلينستون وعائلة روبل تحت سقف واحد - نعم فريد ولكنك تعلم ان ذلك مؤقت فقط - |
Hey, inan bana, sadece geçici bir süre. | Open Subtitles | صدقني أنه أمر مؤقت فقط |
Onun yaşlarında bu sadece geçici bir istek. | Open Subtitles | إنه شيء مؤقت فقط في عمرها |
Ölüm sadece geçici bir kaçış sağlar. | Open Subtitles | الموت هو حل مؤقت فقط |
Bu geçici birşey. | Open Subtitles | انه مؤقت فقط |