Senatör bu yüzde yüz bütünsellik içeren bir askeri program. | Open Subtitles | أيّتها السيناتور, هذا برنامج طوارئ يخص الدمج بنسبة مئة بالمئة. |
Şundan yüzde yüz eminim ki bu yaklaşım arabaları sattırır. | Open Subtitles | أنا متأكد بنسبة مئة بالمئة أن هذا النهج سيبيع السيارات. |
Favori sözlerinden biri de şu; ''Evren yüzde yüz kötü niyetlidir." | TED | وأحد مقولاته المفضلة هي الكون خبيث مئة بالمئة. |
Seçilebilmek için yüzde yüz İtalyan olmanız gerekir. | Open Subtitles | كي تكون عضواً بالفريق يجب أن تكون إيطالياً مئة بالمئة |
Seçilebilmek için yüzde yüz İtalyan olmanız gerekir. | Open Subtitles | كي تكون عضواً بالفريق يجب أن تكون إيطالياً مئة بالمئة |
Ben, yüzde yüz sahibi olmak için buraya geldim, ve seni kovmaya. | Open Subtitles | جئت هنا لكى أصبح مئة بالمئة مالك هذه الشركة وأخرجك منها |
Haziranda malı sana verdik. yüzde yüz saf maldı. | Open Subtitles | فى يونيو عندما أعطيناك المخدر كان مذاقه مئة بالمئة صافي |
Seni görmediğim zaman yüzde yüz daha iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | إنك تبدو رائعاً مئة بالمئة حينما لا أراك |
Senin eşcinsel olmadığını söyledi. Ama o yüzde yüz öyleymiş. | Open Subtitles | لقد اخبرنى انك لست شاذاً و لكن هو شاذ مئة بالمئة |
Seninle yüzde yüz aynı fikirdeyim. Sana söylediğim herşey doğruydu. | Open Subtitles | أنا أثبت لك مئة بالمئة أن كل ما اخبرتك به حقيقي |
Sorun şu ki, sen yüzde yüz tutturmaya başlayınca daha da büyük oynamaya başlamıştım ve kendimizi hep beraber kuburun içinde bulduk. | Open Subtitles | المشكلة معي هي أنني بدأت أرهن عليك بقوة بعد أن ربحت بنسبة مئة بالمئة و قدتك مباشرة إلى المرحاض |
Sorun şu ki, sen yüzde yüz tutturmaya başlayınca daha da büyük oynamaya başlamıştım ve kendimizi hep beraber kuburun içinde bulduk. | Open Subtitles | المشكلة معي هي أنني بدأت أرهن عليك بقوة بعد أن ربحت بنسبة مئة بالمئة و قدتك مباشرة إلى المرحاض |
Tamamen, baştan aşağı, yüzde yüz üzgün. | Open Subtitles | أقصد, أنهاتماماًوبكلتأكيد , مئة بالمئة بائسة |
Bu gibi durumlarda hamileliği sonlandırırsan, anne yüzde yüz hayatta kalır. | Open Subtitles | في هذه الحالات يجب إجهاض الأم فتعيش بنسبة مئة بالمئة |
Eğer işi alırsam, yasal bir iş olmasını isterim. yüzde yüz yasal. | Open Subtitles | لذا اذا شاركت,اريد ان يكون هذا عملا شرعياً، مئة بالمئة |
Bu da kaçak olarak sokulduğu anlamına geliyor ve kaçak olarak sokulduysa onu Myun Gah'ın göndermiş olma ihtimali yüzde yüz. | Open Subtitles | أنا متأكد مئة بالمئة أن ميون جن هو الذي أدخله إلى هنا |
Bebeği aldırmak istediğinizden yüzde yüz emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعلم من أنك متأكده مئة بالمئة هل تريدين انهاء هذا الحمل؟ |
Görevi tamamlamak için zor bir yol ama yüzde yüz arkanızdayız. | Open Subtitles | ظرف صعب لإنهاء مهمة لكننا ندعمكم مئة بالمئة |
Kabul ediyorum ama bunu onların yaptığından yüzde yüz emin değilim. | Open Subtitles | لـكني لستُ متأكداً مئة بالمئة بأنهم الـقتلة. |
Anladım, fakat benim işim çocuğu vermeden önce yüzde yüz emin olmak. | Open Subtitles | فهمت هذا, لكن جزء من وظيفتي أنا أكون متأكدة مئة بالمئة قبل أن أضع الطفل. |
Burada yazana göre patlamış bir apandisin alınmaması ölüme sebep olur. - İstisnasız bir durummuş. | Open Subtitles | مكتوب هنا، "الفشل في استئصال الزائدة الدودية يؤدي للموت" بنسبة مئة بالمئة. |