ويكيبيديا

    "مائدة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • masa
        
    • masada
        
    • masası
        
    • masasına
        
    • masasının
        
    • büfe
        
    • masam
        
    • masasından
        
    • sofra
        
    • masanın
        
    • masasını
        
    • yemek
        
    • dantel
        
    • yemeği
        
    • sofrasında
        
    Geçirdiğin kaza nedeniyle artık masa servisi yapmaman gerektiği önerildi. Open Subtitles بسبب حادثة أبي الأخيره أُقترح ألا تخدم على مائدة الطعام
    Cuma akşamı saat dokuz için terasta bir masa istiyorum. Open Subtitles أستمع, أريد مائدة على التراث يوم الجمعه في تمام التاسعة
    Beyaz karlar ortasında, iki kişilik çok güzel bir masa hazırlanmıştı. Open Subtitles لقد كان هناك مائدة عشاء جميلة وسط منطقة بيضاء ثلجية واسعة
    Çünkü yabancılarla dolu bir masada özel hayatımı paylaşmak istemedim. Open Subtitles لأننى لم أولع بمناقشة حياتى الخاصة على مائدة مُمتلئة بالغُرباء
    İlk önce araba bizi buraya getirdi, şimdi de yemek masası. Open Subtitles أولاً،العربة أحضرتنا إلى القلعة والآن مائدة العشاء
    5000 kilometreyi ailemle.. ...yemek masasına oturmak için aşıyorum. Open Subtitles أقضي 3000 ميل لأبقى على مائدة عشاء مع عائلتي
    Benim evimdeydi, sen girişte volta atarken fahişe mutfak masasının altına saklanmıştı. Open Subtitles لقد كانت في منزلي العاهرة تحوم تحت مائدة المطبخ بينما تبحث عنها
    - masa için neden çiçek toplamıyoruz? Open Subtitles لم لا تقطفى بعض الزهور لنضعها على مائدة العشاء؟
    Altı kişilik masa lütfen. En iyi ne varsa. Open Subtitles أيها الساقي نريد مائدة لستة أفراد أفضل ما لديك
    Yüksek masada sunulacak. Uzun, beyaz masa örtüsü... Open Subtitles على أن تكون المنضدة عالية عليها مفرش مائدة أبيض طويل
    Eski bir masa örtüsü veya eski bir takım elbise veya kullanmadığın gümüş? Open Subtitles مفرش مائدة قديم ، حلة قديمة أو بعض من الفضة المصبوبة
    Tam buraya, tatlı yavru. Evdeki en iyi masa. Buraya otur. Open Subtitles هنا تماماً.بطة جميلة.أفضل مائدة في المطعم كله.هنا تماماً.إجلس هنا
    Harika bir masa. Tıpkı evdeki gibi. Open Subtitles مائدة جيدة , تماماً مثلما يوجد فى بلادنا
    Güzel masa. Sanki evdeyiz. Open Subtitles مائدة جيدة , تماماً مثلما يوجد فى بلادنا
    masada oyun oynuyor. Evet lütfen bir şişe şarap daha. Open Subtitles العاب الكومبيتر على مائدة الطعام نعم رجاءا زجاجة نبيذ اخرا
    yemek odası masası 45 kişilik ve 1815 kilo ağırlığında. Bu, dünyadaki tek bütün mermer masa. Open Subtitles "تحتوى مائدة غرفة الطعام على 45 مقعدا وتزن 1600 كلغ"
    Şu senin evli olmayan tek kişi olduğun... ..seni çocukların masasına oturttukları aile toplantıları gibi. Open Subtitles مثل فائدة العائلة عندما تكونين الوحيدة العزباء فيجعلونك تجلسين على مائدة الأطفال
    Giderken şu pisliğin masasının yanından geç kafasına bir dirsek at. Open Subtitles امشي بالقرب من مائدة ذلك الحقير واضربه بالمرفق في رأسه
    ...ama asıl yemek, yemek Bölümünde açık büfe oldu. Open Subtitles لكن العشاء الفعلى كان على مائدة فى قاعة الطعام
    Çünkü odamda bir masam, iki sandalyem ve içkim var eğer istersen. Open Subtitles لأن لدي مائدة بأكثر من كرسي في غرفتي وخمر أيضاً إذا كنت تحتاج
    Uzun yıllar boyunca Antony, Julius Sezar'ın masasından düşen kırıntılarla beslendi. Open Subtitles -لسنوات عديدة -تغذى انتونى على الفتات -الذى يقع من مائدة القيصر
    Hasımlarım karşısında önüme sofra kurarsın başımı yağla meshedersin kasem taşkındır. Open Subtitles أنت أعددت مائدة قبلي في وجود أعدائي أنت تمسح رأسي بالزيت
    Özür dilerim, bütün giysilerinizi çıkarın... hey, biliyorsun, neden masanın üzerine eğilmiyorsun? Open Subtitles اخلعي كل ملابسك و استلقي علي مائدة الكشف
    Üniversitede bir heykeli ve komşusunun bilardo masasını patlatmış. İki yıl hapis yatmış. Open Subtitles لقد فجر تمثال الكلية على مائدة بلياردو أحد الجيران
    Buna bir benzetme şöyle olurdu; yemek masasında oturup acıkmayı beklemezsiniz, o zaman yatağın içinde yatıp uykunuzun gelmesini de beklemeyin. TED لذا المقارنة ستكون، أنت لن تجلس أبدًا على مائدة الطعام منتظرًا أن تجوع، فلماذا إذًا ستسلقي على سريرك منتظرًا أن تنعس؟
    Fotoğraf çerçevesi, gümüş bir şamdan, eski bir dantel altlık. Open Subtitles إطار صُورة، شمعدان من الفضّة، ومنديل مائدة قديم.
    Tatilde bir akşam yemeği sofrasında belki Bob amca sizinle aynı fikirde değildir ama belki Bob amca torunları için endişeleniyordur veya kuşları seviyordur. TED على مائدة العشاء في المناسبات وقد لا يوافق العم بوب على ذلك، ولكن، تعرفون، فقد يكون العم بوب قلقاً على أحفاده، وقد يحب الطيور.
    Benim sadece yemek sofrasında bir iskemlem varken onun mecliste var. Open Subtitles ومقعد في البرلمان كما قلت واحد في بلدي مائدة العشاء الخاص.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد