| Adam Sandler'la bir filmde oynadım ve idolüm muhteşem Dave Matthews'la çalıştım. | TED | مثلت مع الممثل آدم ساندلر واشتغلت مع نجمي المفضل، الرائع ديف ماثيوس. |
| Austin Polisi'nde Chad Matthews için beş ayrı isim var. | Open Subtitles | قسم شرطة مدينة اوستن لديها 5 اسماء مستعارة لتشاد ماثيوس |
| Sara Matthews mi yani? - Kaçan kişi yani. Annen mi o? | Open Subtitles | هل تقصد سارة ماثيوس الوحيدة التي هربت هل كانت تلك والدتك .. |
| Bir kahramanı kazırsan, Mathayus, içine gizlenmiş bir canavar bulursun. | Open Subtitles | اي بطل صفر ، ماثيوس وسوف تجد وحوشي الكامنة في الداخل |
| Matias saftı. Hukuk okumanın onu uygulayabileceğin anlamına geldiğini sanıyordu. | Open Subtitles | ماثيوس كان ساذج إعتقد أن دراسة القانون ستستطيع فرضه عليهم |
| Dinle, bu aşırı tepki. - Mathis'i bağlayabilirim. | Open Subtitles | اسمع هذا رد فعل مبالغ ، يمكنني أن أجعل (ماثيوس) على الخط |
| -Beleşçilerden birinin bildiğimiz kadarıyla altı ismi var. Biri de Chad Matthews. | Open Subtitles | احد الموظيين لديه ستة اسماء نعرف بها ومن ضمنها تشاد ماثيوس |
| - Pozisyonunu Matthews'un arkasındaki tavanarası ile değiştir. | Open Subtitles | اضبطوا أماكنكم باتجاه شرفة ماثيوس .. إنها عملية خطرة |
| - Matthews patlayıcıyı ayarladı. Dört dakikadan az zamanımız var. | Open Subtitles | ماثيوس معه مؤقت وسيتدمر هذا المكان خلال 4 دقائق |
| - Alan Matthews'ın Gazal için sakladığı tüfekle ilgili konuşmak için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا من أجل القناص آلان ماثيوس الذي يخبيء جزال |
| Plaza, Matthews silahlar, bütün herşey. | Open Subtitles | ويمكننا استنتاج مكانهم بالربط بين تصرفات ماثيوس وزويا |
| Frank Matthews'in verebileceği tek ders bulunamayan kovanlar ve iyi saklanmış cesetler üzerine olur. | Open Subtitles | الدروس الوحيدة اللتى يعلمها مايك ماثيوس هى الرصاصات اللتى لا يمكن تعقبها والجثث المخبأة بشكل جيد |
| Bölgede Frank Matthews adına ufak bir ödül koymuşlar. | Open Subtitles | تبين أن الحامل له مكافأة صغيره من فرانك ماثيوس |
| Bir sürü şeftali kokteylini devirdim ve Dave Matthews grubunun yedek kemancısını götürdüm. | Open Subtitles | لقد سرّبت اناء من الخوخ ديكويريس ثم نزعت مشغل الكمان الاحتياطي لـفرقة ديف ماثيوس |
| Aman Tanrım! Dave Matthews'e bir şey mi oldu yoksa? | Open Subtitles | أوه يا إلهي لقد حدث شيئاً لـ ديف ماثيوس, أليس كذلك؟ |
| Mathayus, babasının uyarılarına aldırmadı. | Open Subtitles | ماثيوس لم يكترث لتحذيرات والده |
| Mathayus Nippur'dan çocuk olarak ayrıldı ve adam olarak geri geldi. | Open Subtitles | ماثيوس ترك نيبور صبي ، وعاد رجل. |
| Mathayus, ben sadece maceralı bir hayat istiyorum | Open Subtitles | ماثيوس.انا فقط اريد حياة المغامرة |
| Matias içine sürüklendiği durumu nasıl oldu da fark etmedi, bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعلم لما ماثيوس لم يكن يدرك ما يقوم به |
| O gece Neto ve Matias benim 10 yıl önce seçtiğim yolu seçtiler. | Open Subtitles | في تلك الليله ماثيوس إختار الطريق الذي إخترته قبل عشر سنوات |
| Aiden Mathis az önce bana onu vakfın mali sorumlusu olarak atadığını söyledi. | Open Subtitles | (لقد اخبرني (ايدن ماثيوس انك عينته علي خزينة المؤسسة |
| Eşimle çocuğumuz yok, bu yüzden Matthew bizim için çok değerli. | Open Subtitles | أنا وزوجتي لم يكن لدينا أطفال لذلك إبن أخي ماثيوس كان عزيزاً علينا جداً |
| Bu, Thomas Mathias. Bütün bunları bulan o. Bu taraftan. | Open Subtitles | هذا توماس ماثيوس الذى اكتشف الأمر من هنا |
| Eğer Henry Wilcox, Jessica Mathews'in Annie Walker olduğunu anlarsa seni öldürdüğüm hakkındaki yalanı anlayacak ve ikimizin kafasınıda uçurmaya çalışacak. | Open Subtitles | أن "جيسيكا ماثيوس" هي فعلاً "آني وولكر" سيعرف بأنّي كذبت عليه في أمر قتلكِ وسيحاول ان يُردينا في ادمغتنا بالرصاص |
| Haydi Matheus, sıra sende. | Open Subtitles | هيا يا ماثيوس, قدم! |