Matematikçiyseniz bunu anlarsınız. Çünkü Marston orada duran bilgisayara karşı çıkan bir matematikçi idi. | TED | إذا كنت رياضيا، ستفهم لأن مارستون كان رياضيا قد اعترض على وجود الحاسب هناك |
Marston'ın çiftliği güneybatıda, 2 gün uzaklıkta! | Open Subtitles | كويغلي.. محطة مارستون تبعد من هنا يومين ركوباً باتجاه الجنوب الغربي |
Seni öldürmeyeceğim çünkü gidip Marston'a peşinde olduğumu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | لن أقتلك.. لتذهب وتخبر مارستون أنني قادم إليه |
Hubie Marsten'in kız kardeşi ve eşi gizemli biçimde öldü. | Open Subtitles | أخت هوبي مارستون وزوجتة ماتَوا بشكل غامض. إشاعات السمِّ،مَا أثبتَت. |
"...ve Pabscuitti Hill'deki Marsten evine sıçradı." | Open Subtitles | وإحترقَت نحو بيتِ مارستون على تَلِّ بابسكويتي |
Bay Marston, arkadaşlar, Quigley'i öldürene 90 kilo altın ödülü vereceğinizi duymuşlar da, hayret içindeler. | Open Subtitles | سيد مارستون.. الرجال يتساءلون؟ فيما إذا كان الرجل الذي يقتل كويغلي سيحصل على ـ200ـ قطعة ذهبية |
"Marston dışındaki herkes, şafak sökene kadar "zarar görmeksizin çiftliği terkedebilir. | Open Subtitles | أي شخص بإمكانه المغادرة بأمان قبل حلول الفجر باستثناء مارستون.. |
Kineton ve Marston'da benim yanımda cesurca savaşmıştın. | Open Subtitles | لقد قاتلت بشجاعة بجانبي في كينتون و مارستون |
Marston onu bir kez kaybetti. Ben diyorum ki Rhodes 6 eyalet ötede... | Open Subtitles | مارستون سبق و ان فقده مرة و ان اقول انا رودس ست ولايات بعيد |
Marston'a onunla gönüllü gittiğimi söyledim, böylece onu tutmak için sebepleri kalmadı. | Open Subtitles | و قالت مارستون اني ذهبت معه عن طوعا, لذا ليس لديهم عذر لاطلاق سراحه. |
Sarı alarm için Marston'ı arıyorum. | Open Subtitles | ساتصل بالقسم. اطلب من مارستون بحث عنهم في المطار |
- Bak Marston bence özür dileyip beyefendilere yakışır biçimde el sıkışmanız gerekiyor. | Open Subtitles | إلان إستمع لى يا مارستون أعتقد أن إعتذار و تصافح بين السادة سينهى المعضلة |
Marston bizi seni almamız için yolladı. | Open Subtitles | انت الذي السيد مارستون أرسلنا لإحضارك |
Bir tanesi kaçtı, bu Marston'ın nerede olduğumuzu bilmesi demektir. | Open Subtitles | وفارس هارب... ما يعني أن مارستون أصبح يعرف مكاننا |
Beni öldürsen bile, Marston seni yakalar. | Open Subtitles | مارستون سيمسك بك.. إنه قادم من اجلك |
Marston'ın peşinden gidersen seni öldürür. | Open Subtitles | إذا خرجت بأثر مارستون.. سوف يقتلك |
1950'lerde Royal Marston'dan tanışıyoruz. | Open Subtitles | {y: i} في مارستون الملكية، ظهر في الخمسيناتِ. |
"...ve Pabscuitti Hill'deki Marsten evine sıçradı." | Open Subtitles | وإحترقَت نحو بيتِ مارستون على تَلِّ بابسكويتي |
Sanırım Hubie Marsten'i gördüm boynundan asılmış olarak. | Open Subtitles | أعتقد اني رَأيتُ هوبي مارستون مشَنْوق من رقبتِه. |
Ama Crockett'in ölümü ile Marsten evi arasında bir bağ kuramıyorum. | Open Subtitles | ولا استطيع انكارها من حياتي افهمْ أيّ علاقة بين موت كروكيت وبيت مارستون. |
Marsten evinde olmuş sonra da göle getirilmiş olabilir. | Open Subtitles | هو يمكن ان يحَدثَ في بيتِ مارستون وهو اخذه إلى البحيرةِ. |