yaptığın şey harikaydı bence, o ağacı kurtarman. | Open Subtitles | أعتقد أنه عظيم مافعلتيه , أنقاذ تلك الشجرة. |
yaptığın şey çok cesurcaydı. Sara'nın hayatını kurtardın. | Open Subtitles | مافعلتيه كان بغاية الشجاعة لقد أنقذتي حياة ساره |
Orada yaptığın şey ile o çocuğa hayatını geri verdin. | Open Subtitles | مافعلتيه تسبب في اعطاء هذا الفتى فرصة ثانية |
Lütfen tek yaptığının sevgilinle kavga ettikten sonra bunu halka dava olarak duyurmak olduğunu bildiğini söyle. | Open Subtitles | أخبريني، أرجوك، أنّك على علم بأن كل مافعلتيه كان افتعال شجار مع خليلك وعرضه على الملأ. |
Ciddiyim, dalga geçmiyorum. Ne yaptığının bir önemi yok. | Open Subtitles | أنا جاد لا مزيد من الهراء ، لا يهم مافعلتيه |
Ama benim için yaptıklarından sonra seni desteklemeye gelmeseydim nasıl bir arkadaş olurdum? | Open Subtitles | ولكن أي نوع من الأصدقاء الذي لايأتي لدعمك بعد كل مافعلتيه لأجلي |
Bana yaptıklarından sonra mı? | Open Subtitles | بعد مافعلتيه لي آخر مرة |
Sanırım, yaptığın şeyi niye yaptığını anlıyorum. | Open Subtitles | أنظري,أعتقد أني أتفهم لماذا فعلتِ مافعلتيه |
İnsanlar gördükleri ya da yaptıkları şeyleri senin yaptığın şey yüzünden yapıyorlar. | Open Subtitles | الناس تفعل مافعلتيه أما لكونهم شاهدو شيئاً أو قامو بفعل شيء |
yaptığın şey yalnızca benim içindi ve senin hiçbir çıkarın yoktu. | Open Subtitles | مافعلتيه,فعلتيه من أجلي ولم يكن هناك أي شيء لك |
Kendini bu kadar kötü hissetmeyesin diye Janet'i iyileştirmek istiyorsun ama yaptığın şey senin için de rahatsız ediciydi. | Open Subtitles | تريدين مساعدة جانيت ، كي لـاـ تشعري بالسوء. لكن مافعلتيه كان سئ بالنسبة لكِ كذلك. |
Demek istediğim yaptığın şey için sebeplerin vardı. | Open Subtitles | بوسعك فعل ذلك؟ أجل، المغزى هو لديكِ أسبابك لفعل مافعلتيه |
"Döndüğüne sevindim. yaptığın şey bağışlanamaz. Annen." | Open Subtitles | يسعدني أنكِ حية مافعلتيه لا يُغتفر ، أمكِ |
yaptığın şey bana sorarsan bağışlanabilir. | Open Subtitles | بأن مافعلتيه... يمكن مسامحتك عليه إذا سألتيني |
yaptığın şey çok hoştu. | Open Subtitles | مافعلتيه كان شيئاً رائع |
yaptığının cezasını çekmen lazım. | Open Subtitles | حركة قوية يجب أن تدفعي ثمن مافعلتيه |
Los Angeles'a taşınmayı Boulud'da vazgeçtiğim işi sana inanarak ve seni severek geçirdiğim, bu süre içinde bütün yaptığının beni aldatmak ve yalan söylemek olduğu ve böylece senin bile olmayan fantezi bir hayatının olduğu iki yılımı. | Open Subtitles | الوظيفة التي تخليت (عنها مع (بولود العامان اللذان قضيتهما في تصديقك وحبكِ في حين أن كل مافعلتيه هو الكذب والخداع |
Lola ve bana yaptıklarından sonra, sen ailedensin. | Open Subtitles | بعد مافعلتيه ل(لولا) ولي ؟ أنت فرد من العائلة |
Bugün yaptığın şeyi neden yaptığını anlıyorum ama kendim için, bizim için bilmeliyim. | Open Subtitles | أنـا أتفهم لماذا فعلتِ مافعلتيه اليوم لكني أريد أن أعلم .. من أجلي .. |
Ve bara yaptığın şeyi sevdim. | Open Subtitles | ويعجبني مافعلتيه في الحانة. |