Bunu Ne olduğunu bilmediğimizi söylüyorsun, o halde zararsız olduğunu nasıl bilebiliyorsun? | Open Subtitles | قلت للتو أننا لا نعرف ماهيتها إذن كيف تعرف أنها غير مؤذية؟ |
Dört temel güç içerisinde en az anlaşılanı ve en zayıf olanı o ve Ne olduğunu, neden var olduğunu kimse bilmiyor. | TED | إنها الأقل فهماً بين القوى الأربعة الأساسية, وهي الأضعف ولا أحد يعلم ماهيتها, أو سبب وجودها فعلاً. |
Ve onun Ne olduğunu veya niye orada olduğunu aslında bilen yok. | TED | ولا يعرف أحد ماهيتها ولا لما هي موجودة. |
Bir kısım donmuş eti hava kargosu ile yolladım Ne olduğunu olabildiğince çabuk öğrenmem lazım. | Open Subtitles | لقد أرسلت مجموعة من اللحم المجمد عبر شركة أوفرنايت أريد معرفة ماهيتها بأقصى سرعة ممكنة |
Bize Ne olduğunu gösterecek kadar hızlı. Çok geç olmadan kardeşini kurtarabilecek. | Open Subtitles | بسرعة تكفي لنعلم ماهيتها في الوقت المناسب لإنقاذ أخيه |
Duvarda bir delik var. Ne olduğunu çözmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | هناك فتحة في الجدار،ونحن نحاول معرفة ماهيتها |
Onun kim olduğunu nereden geldiğini ve o canavarla alakasının Ne olduğunu öğrenene kadar onu Nottingham'a Kral Richard'ın huzuruna götürmeliyiz. | Open Subtitles | وحتي نحدد ماهيتها من أين أتت وعلاقتها بذلك الوحش الملعون |
Yapının içinde bana ihtiyacınız var. Bana kuleleri gösterdiniz çünkü Ne olduğunu bilmiyordunuz. | Open Subtitles | أريتموني الأبراج لأنكم لم تكونوا تعرفون ماهيتها |
Açıkçası, şeytanın işareti olması haricinde Ne olduğunu hiç bilmiyorum ya da orada nasıl oluştuğunu. | Open Subtitles | و لكي أصدقك قولاً، غير أنها علامة للشيطان، فأنا ليس لدي أي فكرة عن ماهيتها. |
Eğer haklıysam, bu demek ki çok büyük bir şey olmak üzere ve Ne olduğunu çözmemiz gerek. | Open Subtitles | وإذا كنت على حق فهذا يعني أمورا أمورًا خطيرة على وشك الحدوث و علينا اكتشاف ماهيتها |
Ne olduğunu bilmiyordum! Ne yapmamız gerek? | Open Subtitles | لم أعرف ماهيتها ، ما الذي يتوجب علينا فعله ؟ |
Mühürlü, Ne olduğunu bilmiyorlar ama her iki saatte bir aramazsam basına göndermesini biliyorlar. | Open Subtitles | مغلقة, لا يعرفوا ماهيتها و لكنهم سيرسلوها للصحافه إذا لم اهاتفهم كل ساعتين |
Ne olduğunu çözebilirsek bir çay yaprağı yardımcı olabilir. | Open Subtitles | و أنا أظنّ بأنّ شاياً قدْ يكون أكثر فاعلية إنْ كان يمكن لنا معرفة ماهيتها |
Belki yerini bulmuş olabiliriz ama Ne olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | ربما وجدنا مكانها تقريبا لا زلنا نجهل ماهيتها |
Bu kinetokor olarak adlandırılan şey üzerinde yüzyıldan fazla süredir yoğun olarak çalışıyoruz, ama hala daha bunun Ne olduğunu yeni yeni keşfediyoruz. Yaklaşık olarak 200 farklı tip proteinden yapılmış, | TED | ونحن نقوم بدراسة هذه الاشياء التي نسميها النواشط المدارية لاكثر من مئة عام دراسة مكثفة ومازلنا في بدايات اكتشافنا ماهيتها انها مكونة من نحو 200 نوع مختلف من البروتينات |
Bu kural, robotların insanların değerlerinin Ne olduğunu bilmeden onları arttırmaya çalıştığını söylüyor. Yani bilmediği değerleri arttırmaya çalışıyor. | TED | و ينُصُّ على أنَّ الروبوتَ لا يعلمَ بحقيقةِ المنافعِ التي سيحقّقها للبشريّةِ ولكنّهُ سيعملُ على تحقيقِ أكبرِ قدرٍ منها لكنه لا يعلم ماهيتها. |
Anlamıyorlar. Kimse Ne olduğunu bilmiyor. | TED | أنهم لا يفهمونها. لا أحد يعرف ماهيتها. |
Her ne kadar bunun Ne olduğunu tam olarak bilmesem de ikisi arasında bir çeşit bağlantı var. | Open Subtitles | أعلم أن هنالك علاقة بين الأمرين... بالرغم من عدم يقيني بتحديد ماهيتها. |
Aslında, o zamanlar Ne olduğunu bilmiyorlardı. | Open Subtitles | في الواقع ، لم يعرفوا ماهيتها وقتذاك |
Ama önceden de belirttiğim gibi tam olarak ne olduklarını bilmiyoruz. | TED | لكن، كما ذكرت سابقا، نحن لا نعلم بالضبط ماهيتها. |