Bildiğim şu ki, Emily çocuğumuzun bana ulaşmasını sağladı. | Open Subtitles | ما أعلمه هو أن "إيملي" متأكدة أن طفلتنا وجدت طريقها إلى يداي. |
Tamam. Tek bildiğim şu: | Open Subtitles | حسنًا، جلّ ما أعلمه هو... |
Bildiğim şu ki | Open Subtitles | ما أعلمه هو أن |
Bildiğim şey şu, böyle para kazanmamızın bir sebebi var. | Open Subtitles | ما أعلمه هو بأن هنالك سبب لكل الأرباح التي نجنيها |
Tek Bildiğim şey ise, buradan çıkmak için ilahi bir dokunuş beklemeyeceğim. | Open Subtitles | كل ما أعلمه هو إنني لا أجلس للإنتظار من أجل تدخل السماء لتخرجنا من هنا. |
Bildiğim şey, nasıl bir anlaşmamız varsa, bu yaptığımız her neyse artık benim sana ihtiyaç duyduğum kadar senin de bana ihtiyacın var. | Open Subtitles | والآن ما أعلمه هو أنه مهما كانت الصفقة التي عقدناها, ومهما كان تعريف هذا.. فأنتِ بحاجتي بقدر ما أحتاجك أنا |
Tek bildiğim senin de herkes gibi unutman gerektiğiydi. | Open Subtitles | كل ما أعلمه هو أن كان عليكما النسيان مثل الباقي |
Tek bildiğim, Blackheart'ın geliyor olduğu ve onu elde etmek için her şeyi yapacağı. | Open Subtitles | ما أعلمه هو أن القلب الأسود قادم و سيفعل أي شيء للحصول عليه |
Bildiğim şey şu ki, harekete geçmediğimiz her saniye insanlığın sonu yaklaşıyor. | Open Subtitles | ما أعلمه هو أن كل دقيقة تمضي ولا نقوم بالتصرف تخاطر بنهاية البشرية |
Bunla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Benim Bildiğim şey... | Open Subtitles | لا علم ليّ بذلك ولكن ما أعلمه هو |
Bildiğim şey ise eğer Marshall seni aldattıysa, salağın tekidir o zaman. | Open Subtitles | ما أعلمه هو أنه إن كان (مارشال) قد خانك فقد كان احمق |
Bildiğim şey, bir şeylerin seni rahatsız ettiği. | Open Subtitles | ما أعلمه هو ، أن هناك شئ يزعجك |
Bildiğim şey, seni sevdiğim ve beni reddetmiş olman. | Open Subtitles | ما أعلمه هو أنني أحببتك وقمتِ برفضي |
Tek bildiğim diğerlerinin gördüğü gibi görmediğin. | Open Subtitles | لكنّ ما أعلمه هو أنّكِ لم تري ما كان يراه الجميع |