Ama gülümsediğin zaman... canım, sen gülümsediğinde, işte bu an için yaşıyorum. | Open Subtitles | لكن عندما تبتسم يا عزيزى, عندما تبتسم هذا ما أعيش من أجله |
Bir domuz ahırında yaşıyorum buna ne dersin? | Open Subtitles | ماذا تسمى هذا ما أعيش فيه، زريبة خنازير؟ |
Ben bunun için yaşıyorum. Söylemesi ne kadar üzücü olsa da. | Open Subtitles | من المحزن أن أقول أن هذا ما أعيش من أجله |
Daha önce uğruna yaşayacağım hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديّ ما أعيش لأجله في حياتي القديمة. |
Ben yapacak bir şeyim olmadığı için savaştım | Open Subtitles | ذات مرة قاتلت لأنه لم يكن لدي ما أعيش من أجله والآن أقاتل |
Kızak... Bunun için yaşıyorum. Hız, buz, o... | Open Subtitles | مـزلاجات السـباق، هـي ما أعيش من أجله الـسرعة، الـجليـد |
Sırf bunun için yaşıyorum. Tek önem verdiğim şey bu. | Open Subtitles | "هذا كلّ ما أعيش لأجله." "هذا كلّ ما أهتم به." |
Çünkü seni etkileyebilmek için yaşıyorum. | Open Subtitles | لأن جعلك متأثرة هو ما أعيش من أجله |
Sokaklarda yaşıyorum sayılır. | Open Subtitles | -لستُ أعلم، أنا نوعاً ما أعيش علي الطريق |
-Ben bunun için yaşıyorum. -Gösteririm ben sana. | Open Subtitles | أنه ما أعيش لآجلة سأريكِ |
Ben buyum, bunun için yaşıyorum. | Open Subtitles | هذا أنا، هذا ما أعيش من أجله |
Hayalimi yaşıyorum sayılır, evet. | Open Subtitles | أنا نوعا ً ما أعيش رؤيتي ,نعم |
Ben de bunun için yaşıyorum. | Open Subtitles | هذا ما أعيش لاجله |
Bunun için yaşıyorum. | Open Subtitles | هذا كلّ ما أعيش لأجله. |
Söylemiştim, bunun için yaşıyorum. | Open Subtitles | أخبرتك، ذلك ما أعيش لأجله |
Bugünlerde bunun için yaşıyorum. | Open Subtitles | هذا ما أعيش لأجله هذه الأيام |
- Ben bunun için yaşıyorum. | Open Subtitles | -هذا ما أعيش لأجله |
Uğruna yaşayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي ما أعيش من أجله |
Çünkü yaşamaya değer hiçbir şeyim kalmadı. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}لأنّه ليس لديّ ما أعيش مِنْ أجله |